#Sen de Anlat

By | 2/16/2015 8 comments
Hayır, size bu yazıda uğradığım tacizleri, 35 yıllık hayatımda erkek cinsinin zulmüyle, egosuyla ve libidosuyla nasıl imtihan edildiğimi anlatmayacağım. Çünkü daha önce yazdım, çünkü daha önce anlattım.

Sahnelere çıktıp seyirciye; "Hiç tacize uğramamış kadın var mı aramızda? Yok... Peki hiç tacizci adam var mı? O da mı yok? Hay Allah, bu kadar kadını demek ben taciz ediyorum." da dedim. Yavşayan adam türlerini, bir barda nasıl da yoktan, bir anda, lambada yaparak var olup, kalçanız eksenine yerleşmekte beis görmediklerini anlattım. O adamların yan yan ardımıza doğru gelişlerine "lantino yengeci" adını taktım.

Sonra kadınların evini arayıp "am sik göt" kelimelerini söyleyerek rahatlayan sapıklara sahnelerden tavsiyeler verdim. "Bari azıcık kaliteli Türkçe kullanın, bize ne yapmak istiyorsunuz düzgün cümlelerle anlatın" diye dalga geçtim. Bir dolmuşta dolmuş şöförünün benimle beraber öksürük krizine yakalanmasını, bir süre sonra senkronize boğaz temizler hale geldiğimizi ve nihayet dolmuş şöförünün dikiz aynasından bana göz kırptığını, büyük ihtimalle " Beraber bi balgam atar mıyız?" demeye getirdiğini anlattım.

Lakin anlatmadıklarım, anlatamadıklarım da oldu.
En yakınım olmuş adamlardan yediğim sözlü, elli kollu şiddetleri, tehditleri, hakaretleri pek anlatamadım mesela. Daha dalga geçilebilecek yanlarını bulamadığım içindir. Misal bir erkek arkadaşım pek çok kez beni eşşek ve diğer çeşitli hayvanlar sudan gelene dek dövmüştür. Bu konuda henüz üretebildiğim tek espri bu, lütfen anneme söylemeyin.

Demem o ki, #sendeanlat'a bakarken, hep biliyordum ama hiç de yalnız olmadığımı, hatta ne kadar ipin ucunda yaşadığımız herkesin malumu olduğu halde, bu konuda yine de bişey yapamadığımızı anladım.

Biz isyan ettikçe, sıra kendi tacizlerine gelecek diye tırsıp, ortamı sulandırmaya çalışanları, yahut çok duyarlı hallerde havaya bakıp ıslık çalanları gördüm. Ah o havaya bakan arkadaş, sen bi gözümün içine baksana! Sen kaç senedir kanka olduğumuz halde bi konserde çaktırmadan g.tümü ellemedin mi? Sen müdürüm olup arada sözünü, gözünü, ahlaksız teklifini esirgemeyen, olmadı bana sadece kadın olduğum için işimi yeterince (bir erkek kadar) iyi yapamayacağımı bildiren değil misin? Sen kimbilir nereden bulduğun az ya da çok dekolte fotoğraflarımı watzapp testesteron gruplarında paylaşmadın mı? Gerçekten mi? İnanayım mı?

Biz, sizi biliyoruz ama siz ne istediğimizi bi türlü bilemediniz. Hem erkeklere, hem de erkek egemen sisteme zeval gelmesin diye çırpınan dişi çığırtganlara, doktorlarından 9 yaşında taciz görmeye başladığını anlatan kadınlara "Yaşadığınız tacizi sosyal medyaya yazmayın, doktora anlatın!" diye akıl veren terbiyesiz çok bilmişlere, bir akıl hastalığını toplumsal bakış açısı olarak, bir lüks olarak yaşıyan milyonlara gelsin bu istekler.

NE İSTİYORUZ?

- Koşulsuz, ne giydiğimiz, nasıl göründüğümüz, yılın hangi ayında olduğumuzdan bağımsız olarak, GÜVENLE DOLAŞILABİLECEK SOKAKLAR, KAMUSAL ALANLAR istiyoruz.
- Pembe otobüsler, haremlik selamlık uygulamaları, kız erkek ayrı eğitim değil, TECRİTSİZ GÜVENDE OLMAK, TOPLUMUN DOĞAL BİR PARÇASI OLARAK KABUL EDİLMEK istiyoruz.
- Okulda, sokakta, işte, evlilikte, ilişkide şiddet ve taciz yaşadığımızda başvurabileceğimiz, bizi koruyabilecek SOSYAL KURUMLAR istiyoruz.
- İdam cezanının geri gelmesini değil, yargı sisteminin düzeltilmesini, hakimlerin tacizcilere, kadın katillerine, töre, iyi hal, tahrik indirimleri verememesini istiyoruz.
- İnsanları doğru düzgün yetiştirecek, kadın erkek, sünni alevi, hırıstiyan, gay, ermeni, kürt, müslüman olarak ayırmayacak SEKÜLER VE BİLİMSEL EĞİTİM istiyoruz.
- SİYASETÇİLERİN SADECE ŞOV OLSUN, GÜNDEM OLSUN DİYE KADINLARIN BEDENİ, GÖRÜNÜŞÜ, YAŞANTISI, SEÇİMLERİ VE ÖZGÜRLÜKLERİ ÜZERİNE AHKAM KESMEMESİNİ, BU ÖZGÜRLÜKLERİMİZİ ELİMİZDEN ALMAKLA BİZİ TEHDİT ETMEYİ BIRAKMALARINI İSTİYORUZ.
- Türbanlı, türbansız, minili, maksili, namuslu, namussuz, Türk, gavur ayrımı olmaksızın CAN GÜVENLİĞİ hakkımızı istiyoruz. Bizi korumak için vergisini yaldır yaldır alan devlet, biz öldükçe, tecavüze uğradıkça, dayak yedikçe "Ama sen de kadın olmasaydın..." demeye gelen cümleler kuramasın istiyoruz.
- Bize yaranmak ve günün sonunda samimi ilişkilere girmek amaçlı sevimli görünmek için değil, gerçekten feminizmin bu toplum için ne kadar ivedi olduğunu fark eden, çözümün en kalın anahtarının türk kadının elinde olduğuna nihayet ayan ERKEKLER istiyoruz.
- Dolmuşta bizi yalnız bırakmayan değil, bizi arkadaşları tarafından yapılan tacizde de yalnız bırakmayan, kendine ilişkilerinde de mazeret üretmeyen, ayrıldığı kadınlara orospu, elde edemediği kadına sürtük, geri kalan tüm kadınlara da gözümüzün süsü olarak bakmayan İNSANLAR istiyoruz.
- EŞİT İŞE EŞİT MAAŞ VE STATÜ İSTİYORUZ. Yıllarca sektöründe çılgınlar gibi çalışıp, yine de müdürlükleri, direktörlükleri, sanat yönetmenliklerini, övgüleri hep başka adamlara kaptırmamak, mesleğimizin sefasını biraz da biz sürmek istiyoruz.
- Bi susun istiyoruz. "Kadın dediğin vidi bidi olmalı" cümlesini bir daha ASLA kullanmayın. Çünkü kullananın AĞZINA VURMAK İSTİYORUZ.
- Erkekler kadar özgür olabilmek, sabah koşumuzu yapmaya çıktığımızda, bisiklete binip bi yere gitmeye kalkıştığımızda, dağda kırda bayırda, ülkemin gezilebilecek herhangi bir mecrasında var olmamızın abes kaçmamasını istiyoruz.
- Ağız dolusu istediğimiz yerde gülmek, bunun için ayıplanmamak, "aranıyor besbelli" şeklinde algılanmamak istiyoruz.
- Anne, bacı ve kız olarak herhangi bir erkeğin himayesine girmeden de, tüm sosyal haklarımızdan faydalanabilmek istiyoruz.



Kısacası biz de bu toplumda insan gibi, birey olarak VAR OLMAK istiyoruz.

Hakkımız olandan fazlasını değil, bizzat hakkımızı istiyoruz.
Ve almadan da susmayacağız.
Şimdi onlar düşünsün.

d.

biterken,
bu yazıyı yazarken tepeden tırnağa siyah giyindim, sadece Özgecan için değil, dün hikayelerini okuduğum binlerce kız için, onların içine edilmiş çocuklukları, korkutulmuş, sindirilmiş genç kızlıkları, hala acıyan yaraları, hakketmedikleri utançları için. yazının başındaki çiçekleriyse bi tek senin için bıraktım Özgecan. çok üzgünüm.


Newer Post Older Post Home

8 vatandaş cevab hakkı kullandı :

Unknown said...

normalde adamın tahrik olma sorunu olarak nitelendirmemiz gereken bir durumun karşımıza bu tarz eylemlerle çıkması çok üzücü ( aslında üzücü kısmına bir çok duygu giriyor ama tam olarak hangisi nitelendiriyor bilmiyorum. muhtemelen hepsi birden)

Zepnep said...

Yorum yap butonunu bulana kadar göbeğim çatladı. Neyse efendim diyeceğim o ki bu taciz olayları sadece sokaktaki zontaya, bardaki apaçiye has değil. En entelinin, hipsterının bile şakayla makayla karışık tacizlerine maruz kalmışlığımız var. Bence burda önemli olan temizliğe kendi kapımızın önünden başlamak. Bu yüzden örnek bir "Sizi tanımıyorum ama memeleriniz çok güzel, kıçınız harika" gibi yaratımların sahibi entellektüel ve komikçi arkadaşlarımızdan başlamayı tavsiye ediyorum. Ajans çatılarında grup halinde kız sıkıştıran o arkadaşa sevgilerimi iletin. Bu kafa her yerde. Mizah dergilerinde, inci sözlüklerde... Sokaktaki öküz yapınca taciz, bizim şakacı entellektüel yapınca komiklik olmamalı. Bence.

Zepnep selam,
Bahsedilen kişinin ağzına s.çmak için kapıdan girmesini bekliyorum şu an. şarkıyı biliyordum ama grup halde kız sıkıştırdığını bilmeme imkan yok tabi. öte yandan kapımızın önü temizliğini, sanki meshuliyet benimmiş gibi buraya bıraktığın iyi oldu.
İnsanın bir kişiyle sorunu varsa, onu direkt kendisine iletmek, daha az meşhur kız arkadaşını sorumlu tutmamak da bir alternatif olabilirdi. Bence.
Yine de mağdur sen isen senden, değil başkasıysa ondan, tüm o hayvan grubu adına özür dilerim. daha da ne yapabilirim inan bilmiyorum.

d.

Zepnep said...

Canım yoruma başlarken niyetim bu şakayla karışık tacizleri, bizim kendi kültür seviyemizdeki adamların da aslında bu konuda pek farklı olmadığını. Sadece taciz tarzlarının farkını vurgulamaktı. Aklımda bu kadar yakın bir örnek olunca dayanamadım söyledim. Özür. Ben değilim, bizim çevrede dinlediğim bi sürü olaydan biri işte. Alışığız. Bi sürü örnek var tabi göz önünde. Otis abisinden, inci sözlük tayfasına, tecavüzcü kedi Şerafettinden vesairesine. Benim gıcık olduğum sanki mizahla, espriyle karışınca (bizim de suçumuz var bu konuda) bunun taciz sayılmaması. Halbuki bu işi sulandırmak suçu normalleştiriyor. Taciz tecavüz komik değildir. Sana yazmamın sebebi ise konuyla ilgili duyarlı olman. Kapımız derken hepimizden bahsediyorum. Benim blogum yok, yazarlığım da kötüdür. Size yazmayalım da kime yazalım di mi :) O zat ı şahaneyi de izliyoruz arada. Tayyip şakalarında üstüne yok ama bu tip konulara nedense hiç girmiyor. Biz sıradan halka cevap bile vermiyor ;) Bence bu tip konulara girebilmek Tayyibe geçirmekten daha sağlam d.t ister. Bu yüzden teşekkür eder, sevgilerimi sunarım. İzlemedeyiz.

momos said...

bir kadının özgürlük alanını ihlal etmekle ilgili hatırlarken utandığım onlarca anım var. çoğunda karşı taraf yaptığımın farkında değildi ya da ben öyle sanıyordum. bu sorumluluğumu azaltmıyor. bugün kendimden utandıracak durumlara girmiyorsam artık bunun tek bir sebebi var, kendime karşı dürüst olmak. neden dolayı öyle durumlara girdiğimi kendime itiraf ettiğimde çok şey çözüldü. halen kadının bedenine takılı kalmış erkeklere verebileceğim tek tavsiye şudur, o çok merak ettikleri mahrem bölgeleri görmek istiyorlarsa kendilerine dokunsunlar.

ama bir de işin sosyal boyutu var. tek başına yaşamanın neredeyse imkansızlaştırıldığı bir dünyada yaşıyoruz ve her gün tacizci erkekler, faşo söylemler, şaka gibi duran iğrenç göndermeler, kokuşmuş maçoluk, dışarıda durduğu sürece kalkık tutabildiği içeri girdiği andan itibaren anında sönen erkeklik organlarıyla aynı havayı soluyoruz. bu insanlara ne anlatsak kendilerinin kendilerine anlatabileceklerinden fazlasını veremeyeceğimiz ortada ama şaka sandıklarına gülmemek, hayır gülümsememek de dahil tepki vermemek, tepki vereceksek de hiç unutamayacağı bir tepki vermek elimizde. ben kim olduğumun altını ne kadar kalın çizersem belki o kadar belirgin olup iyice yalnızlaşırım ama geceleri yastığa başımı koyduğumda yanımda kimse olmasa da kendimle gurur duyabilirim. böylece utanılacak anlarımın ağırlığından bir nebze kurtulabilirim.

bu dünyanın, hele bu ülkenin daha az boktan bir yer olacağına dair ümidim her geçen gün azalıyor ama yastığıma kimse dokunamaz.

@momos
işte sende fazlasıyla bulunan varoluş bilinci, bazı erkek cinslerine hiç uğramıyor. beni de en çok sıkan şeylerden biri, sokaktaki adamın cinsel açlıkla ve normalleştirdiği şiddetle oluşturduğu tehditten ziyade, yanıbaşımızadaki adamların olaya bakışı.

ciddiye almadıkları yahut fazla deşilmesin istedikleri, açıkça sevdikleri eşitsizlik düzeni...

temel soru şu: acaba bu adamlar günün sonunda, kadınların özgürlüğünün onları da mutlu kılacağını fark edecekler miydi?

ne dersin?

momos said...

egosundan kurtulabilen herkes sadece kadınların değil çevresindeki herkesin sahiden özgür olmasının gerçek mutluluğu getireceğini görebilir. maalesef ben ben duygusunun sürekli pompalandığı günümüzde egodan kurtulmak çok zor. kaçınılmaz yalıtılmayı getiriyor. bir de sahiden özgür olmak ve gerçek mutlulukla ilgili doğru bilinen yanlışlar çok. farklı görüşlere ve kültürlere kulak kabartarak en azından bilinçlenmenin ilk adımları atılabilir. bana sorarsan yaşadığımız diktada farklı görüşlerden bu kadar korkulmasının sebebi de bu.
şu anda hakim cinsiyet gibi gösterilen erkeklerin egolarından vazgeçmek istememeleri de sahip oldukları sandıkları gücü kaybetme korkusundan kaynaklanıyor. Bence ortada güçlü yok, ezen ve ezilen var.
Benim nezdimde tek güç reddetme gücüdür. Katip Bartleby'in gücü, "yapmamayı tercih ederim"

bir erkek olarak kendimi eleştirdiğim, hatalarımdan ders çıkardığım ve önüme sürülen kalıplara karşı çıkabildiğim ölçüde güçlü olduğuma inanıyorum. taşşağın bu işte bi payı yok, geyik yapmak istemediğin sürece.

benim tek amacım okumak ve dışarı daha güçlü ve faydalı olabilmektir.