Son Şeyler

Showing posts with label aldatma. Show all posts
Showing posts with label aldatma. Show all posts

İhanet... Ne tatlı şeydir ulan o, ne kaçamak, ne heyecan, ne adrenalin ya rabbi! Kızlar, size bi sır vereyim de odanızın bi köşesine yazın; ihanet kim yaparsa yapsın skik bişeydir.
Aldatma eylemini lunaparktaki dev bir radara benzetebiliriz; başta heyecandan dümbelek olan kalbiniz bi süre sonra teklemeye, kelebekler uçurtan mideniz aynı şiddette bulanmaya başlar. Boynuzlu Blumia denilen bu sendrom en niyahetinde sık sık kusmanıza neden olacaktır.

Daha net bir açıklaması dilerseniz annemden gelsin;
Dün yediğin hurmalar,
Bugün g.tünü tırmalar.

Fakat Ben Niyeti Bozdum, "İllaki Aldatacağım"
Ne Önerirsiniz?
  • Öncelikle Ahmet Altan okumayı aniden bırakmanızı öneriyoruz. Bu pis sakallı geçkin adamların aldatmayı övmesinin tek bir nedeni vardır; ortaya çıkacak cinsi münasbetsizlerden pay kapmak. (komşuda pişerse bize de düşercilik)
  • Yazılı kanıt bırakmayın. Mail, mesaj, günce... Yok edin, hiç başlamayın. "İyi saklarım, benim manitam bilgisayarımı kontrol etmez zaten" naifliklerine mahal vermeyin.

  • Mevcut sağlam bir kankanızı anahtar bağlantı yapın. Bu kankayı rüşvete boğun, goygoyun esiri edin.

  • Kurbanı uzaktan seçin. Karşı komşu, ortam badisi, hele ki mevcut manitayla uzaktan yakından alakalı olmasın. Hayır, illaki manitamın en samimi kankasıyla aşk yaşıyacağım, tutkunun esiri oldum diyorsanız, öncelikle saygıyla eğiliyorum, sonralıkla aşağı madde.

  • Meyliniz skandal kraliçesi olmak yönündeyse, tek tavsiyemiz herkese had safada iyi davranmanız, aşığınıza ve sevgilinize ayrı ayrı ihtimam göstermenizidir. Balon patladığında en azından iyi hatırlanırsınız.

mühim paranoya: İnternetin yarısı, eski manita intikamına madara olan hanım hanım kızlarla doludur. vid2c malzemesi olmamak için, kıyafetlerinizi nerde çıkardığınıza pek dikkat edesiniz, aman diyim. (link vermedim, isteyen aramaya inansın deyu deyu)



Herkesin başına en az bir kez aşk acısı geldiği için, aşk acısıyla baş etmenin yollarını herkes bilmek ister.
Bu ulvi bilgiye ulaşmak için öncelikle aşk acısını tanımlamak gerekir.



Aşk acısı : Böyle içinizde bir yerde etinizden et kopuyor gibi hissettiğiniz andır ve bunun sonsuza dek süreceğini zanneddersiniz. Fakat kuzum bu aşk acısı denen illet aslında kimyasal bir hadise. Seratonin bağımlısı olmuş hücrelerin, aşığın ilgiyi alakayı kesince “yok mu bize mutluluk” diye bağırmaya başlıyor. Korkma! Kısa bir zaman içerisinde , ki bu süre İsveçli bilim insanlarına göre 21 gündür, biçare hücrelerin durumu kabullenecek ve bağırmayı kesecekler. Ete gelince o hali hazırda kopmuş olacağından, ortada yara sızıntısından başka bir şey kalmayacak.


İlk 48 saat: Ey sevgili dost, ey gönül insanı! Şayet gerçekten ayrılığının ilk 48 saatinde, “aşk acısı” diye gogıllatıp bu metne ulaştıysan, önünde saygıyla eğiliyoruz. Bu ilk 48 saat çok önemli, erken müdahale de pek çok genci kurtarabiliyoruz.
Merak etmeyin efendim, ölmediniz. Dünyada aşk acısından ölen insan sayısı, emin olun ki eşekten düşerek bir yılda ölen insan sayısından daha azdır. Gerçi bu konuyla ilgili gogılda bi istatistik bulamadık. Bulursanız bize gönderin.


İlk 48 saat için tavsiyelerimiz şu şekilde:
· Onu aramayın. Bunu ilk madde olarak yazıyorsak bi bildiğimiz var. Cep telefonu mutfak rafına, ev telefonu rahatlıkla fişten çekilebilir. Facebookmuş, msn miş bırakın bu işleri.
· İçip unuturum demeyin, alkol içeride ağlaşmakta olan hücrelerinizdeki son suyu da emecek, içinizi kurutacak, haliyle birinci maddeyi atlamanıza sebep olacaktır. (henüz alkolmetresi olan telefon icat edilmedi, bu talebi japonlara ilettik. Onlarda böyle bi duygu durumu olmadığından çok abes karşıladılar.)
· Onu aramayın. Bunu üçüncü madde olarak yazıyorsak bir bildiğimiz var. Bu sadece kendinizi çok daha çaresiz hissetmenize yol açacak. Halbuki büyük ihtimalle sizi terk eden o zerzevat, çok da matah bişey değildi. (neticede brad pitti angelina jolie’ye kaptırmış değilsiniz. El naapsın?)
· Acı çekmek de bir sanattır. Çektiğiniz acıyı üretime dökün. Atkı örün, makrome işleyin, duvarlara boya atın.
· Hiçbişey yiyemiyorsanız, çorba için.