Ben Bu Gecelerin Kadınıyım

Annemin hakkımda en çok beyanatladığı konuların başında, müptezelliğimle beraber, bir gece hayatı duayeni oluşum geliyor. Ona sorsanız geceler kazan ben kepçe, geceler feryat ben hece, geceler yar yar, ben her neyse... Öyle grift, öyle yoğun bi ilişkim var gecelerle.

Senelerdir inatla yaptığım; "Anne valla içime çekmiyorum" ya da "Eğleniyorsam namerdim, maksat dostlar piyasada görsün" açıklamalarım da kar etmiş değil. Halbuki sor bakalım anneciğim, thefuckisback'te bir fotom çıkmış mı? Hiç gidip de dönemediğim bir ev partisi olmuş mu? Tüm İstanbul'da, beni bi yerlerden kaldırmış tek bir Erasmus bademi var mı?

Hayır, insanlar gece hayatını bu datalarla, rakamlarla konuşuyor, o açıdan.

Açıkçası hem annemin desteğini iliklerimde hissederek, (çünkü biliyorsunuz biz sanatçılar için aile desteği çok önemli, yoksa kösetiği miydi o ? ay öyle), hem de geçenlerde yaptığım hipster quiz'den %87 hipster tescillenmemin gazıyla, genç bacılarım için bir "Gece hayatında öne çıkan bir birey olmak" kılavuzumu hazırladım.

Buyrun tepe tepe tüketin annem.

Gece Hayatının Altın Kuralları

Kural 1 - Haftasonu dışarı çıkılmaz: Ev partisine bile gidilmez, o evi polis basar. Cuma ve cumartesi geceleri dışarı ancak; sıkıcı mavi ve platin yakalılar, gerçekten çok paralılar ya da sefil öğrenciler çıkar. Gece hayatı aslen, frilenslerin, bohemlerin, artistlerin tercih ettiği hafta içi günlerinde kopmaktadır. Ofise "Yarın sabah bankada işim var. Suyumu kesmiş şerefsizler" ya da, "Bizim apartmanda merkezi ısıtma tadilata giriyor, evde kalmazsam hep bööyle su basar" şeklinde yalanınızı 2 gün önceden söyleyin ve partilemeye hafta içi çıkın. Akabinde bitmesin geceler, aşk insanı deli eder. Uçalım mııııı? tıs tıs tıs tıs. (duramadım)

Kural 2 - Dışarı çıkmadan "Burcu ne giycean?" sormak elzemdir: Tarih boyunca  -ben dahil- pek çok kadın, gece çıkarken arkadaşlarına bu soruyu yöneltti. Tarih tarafından affedilmeyen hataları ise, kankalarına ve ortama "uyumlu" bir tarz seçmeleri oldu. Fak dı mekan, fak dı meynstriim. Rokçu mekana prenses lolita, ciks mekana yırtık kot üzeri parka ile gidin. Kalitenizden şüpheye düşecek avamların gözüne sokmak maksatlı, saat ve ayakkabınız pahalı olsun yeter. Parfümde yüzmeyin, yüzüyosanız bana sokulmayın. (bende migren var, çok tutuyo.) Kokuda AB ölçüsü, size sarılan insanın duyabilceği ölçüdür. Topuklu konusunu yılların deneyimi ile çözdüyseniz ne ala. Olmadıysa rahat ayakkabıyla kopracasına dans eden kızın gideri kimsede yok, bilesiniz.

Kural 3 - Dikkat çekmek, azap çektirmek değildir: Şimdi burada biz bizeyiz ve hadi itiraf edelim, hepimiz hayatımız boyunca çeşitli ortamlarda, dikkatlere hasıl olmak için şekilden şekle girdik. Takla oldu attık, misket oldu oynadık... Olur, olrayt, no pro.

Lakin barın üstünde tepinirken barmenin, kabinin önünde kıvırcam diye DJ'in kabusu olmak, gece emekçileri adına konuşuyorum; hoş değil. Kabine içkiyle bodoslama gitmeyin, o aletler dünyanın parası. Hele plak felan, hep masraf.

Aynı şekilde konsede saç göt savuruken, hemşireler, bu çok önemli bakın... Evet saç göt savururken, sağımıza, solumuza, elimizdeki meşrubata, hakim oluyoruz. Çünkü neden? 3 kez ağzına giren saçı 4.de sigarayla yakan manyaklar var. (ben değilim, tövbe)

Dikkat çekmek için misal mekandaki ünlülerle tanışıyor gibi selamlaşabilir, hatta muhabbete başlayabilirsiniz. Korkmayın, ünlümüz sizi hatırlamadığını itiraf etmeye çoğunluka utanacaktır. Buradaki esas ölçü; adamı muhabbete sarmak ok, adamın etrafındaki kalabalığı etrafa savurarak kucağa atılmak, nöööö.

Dikkat çekmek şekil 1A. Klasik dilli kaşarlı methodu.

Kural 4 - Gecenin Sonunda Ayakta Kalan Olmak Esastır: Ne demişler; bir bademi 10 kız süzer, ancak biri yer. O bir kız ise, gecenin sonuna sağ sağlim varandır. Bakınız hemen bir anektodla anlatımımı süsleyeyim;

Seneeler önce bizim ekiple bi tatile çıktıydık. Gittiğimiz hippi mekanın barında, şimdilerde müziği bırakmış, o zaman selbriti bi delikanlımız da mevcut. Zaten serde hipiliğin verdiği genişlik, bir de yaz, tatil havası... Velhasıl ortam kopuyo. "Ben bu gecelerin kadınıyım" ekolünden bi arkadaşımız var, ayıptır söylemesi kendisi çok da güzel dans icra eden bir bayandır, atladı hoop, bara çıktı. Döktürüyo, döktürdükçe seleb-delikanlıdan viskisini hacılıyo felan derken, haliyle, mekandaki diğer kızlar arasında rekabet kızıştı. Hadii, onlar da bara zıpladılar. Adeta can pazarı oldu mu sana ortalık?

Sonra tabi gece ilerledikçe, kontrolü alköl tarafından devralan kızlarımız, sonbahar yaprakları gibi teker teker, bardan dökülmeye başladılar. Çok romantikti.
Düşenler "ay kolum uf oldu" şekli yaptılarsa da, bu onlara prim kazandırmadı, heyhat. Dudak büküp çadırlarına dağıldılar. Hülasa, gecenin 5'e varan vaktinde, barda hala sağlam ve dans etmekte olan, bi bizim "gecelerin hanımı" kaldı. O da ikramiyesini alıp afiyetle yedi. (ikramiyesi neydi diye sormayacağınızı ümid ediyorum)

Kıssadan hisse: doğal selleksiyon diye bişiy hagatten var.

Kural 5 - Yeterince eğlenen hiç bi insan, çok eğlendiğini yazacak vakit bulamaz:  Ama tabi biz de biliyoruz ki, muhtemel manitaların, exlerin ve diğerlerinin, bulunduğunuz mekana akmasını istiyorsunuz. Masrafına girdiğiniz etkinliğin reklamını yapmak boynunuzun borcu. O vakit sizin adınıza başkalarının bunu sosyal medyada paylaşmasını sağlayın. Kankalarınızla bunun için instagram/twitter birliği yapın ve kankalarınızın mümkünse 5bin+ takipçisi olmasına dikkat edin. Ona da söyleyin illa ki hastag kullansın, menşın yapsın, adam olsun.

Kankanız bensem, benle bi sonraki maddede buluşun. Sizi gecenin yıldızı yapmaya yemin verdim.

Kural 6 - Her zaman eğlenmek için değil, bazen de eğlendirmek için dağıt: Kendi eğlenceni ya da nasıl göründüğünü çok umursadığın anda, hiç bir şeyden tatmin olamadığını bilmem hiç fark ettin mi? Üzülme, biz kadınlar biraz böyleyiz. Hatta şöyle böyleyiz. Bazı konularda.

Halbuki o geceki emelin, o mekana gelen herkesi coşturmak, onlara bir kadeh daha içirtmekmiş gibi yapınca, tabiri caizse mekanda konsomasyona çıkınca, üstelik bunu yaparken potansiyel kısmetleri es geçip, hemen yanındaki daha mütevazi grupları denek olarak seçince, işler gerçekten tuhaflaşıyor. Bi dene bak, neler olacak. Verim alamazsan gel suratıma tükür.

Suratıma tükürmeden önceki not: Ben bir gece küçük Otto'nun minik kapısının tam eşiğinde durmuş, ayağıma basan herkesi lafa tutup, içkisinden içmiştim. Büyük çevre yaptıydım o gece. Sonu Taksim ilk yardımda şey olmayaydı, iyiydi.


Biterken,
Seri şekilde kapatıyoruz hanımlar, vakit tamamdır. Şu an aldığımız duyumlara göre stand up kariyerime tam gaz devam ettiğim Kısmet Şov, Ekim'de geri dönüyor. 11ekim2012-KargaArt/Kadıköy, 23ekim2012 - BabylonLounge.
onun dışında ayaklarım üşümeye başladı, demek kii, vintır iz kaming.
ve bu kış, acaip olacakh.
lav.
hav.(köpeğinizim manasında)

Related Items