İleri Köle Demokrasisi

By | 5/31/2012 25 comments


Bu ülkede çok değil bir iki ay önce 27 yaşında bir anne, üşüyen çocukları için saç kurutma makinesini açık bırakıp, yan odada kendini astı. Aylardır yokluk çekiyor, çocuklarını besleyemiyordu.

Çok değil bir iki ay önce, bu ülkenin doğu sınırında kaçakçılıktan başka yaşam şansları olmayan bir grup insanın üzerine devlet, "terörist olabilirler" endişesiyle bomba yağdırdı. 34 vatandaş öldü. Çoğu çocuktu.

Bundan birkaç yıl önce, Türkiye'de sokakta yaşayan çocuk sayısı 72 bin civarındaydı. Tinerci çocuklar adam öldürdükçe, suça karıştıkça, toplum onları it eniği gibi adalara bırakmaktan, toplayıp çöplüklere atmaktan bahsetti. Devlet soruna çözüm önerisi getirmedi. Sokakta yaşayan çocukların sayısının 80binin üzerinde olduğu tahmin ediliyor.

Milyonlarca çocuk gelin, binlerce ölüm, aile içi felaket, fakirlik, eğitimsizlik, çocuk işçi, eziyet ve eşitsizliğin kol gezdiği bu ülkede, bir gün başbakanın vecize üreteceği tuttu ve dedi ki: "Her kürtaj bir Uludere'dir." Sonra onun sağlık bakanı, yanaklarından pembiş sağlık huzmeleri yayılan o bakan da arka çıktı kendisine "Annenin başına kötü bi'şey gelmişse, devlet gerekirse o çocuğa sahip çıkar." buyurdu.

Tövbe de. Tövbe deyin. Çabuk.

Canım devlet yaa, sosyal devlet diye geçinen bu acayip devlet, bir grup faşistin elinde demek isterdim. Lakin gidip araştırmamızı yaptığımızda, maalesef hükümetimizin faşist bile olamadığını, o sistemin her türlü düşünsel ve yaptırımsal özelliğini tek tek ve topyekün taşırken, olumlu bir iki yanını dahi bünyesinde barındıramadığını görüyoruz.

Misal ki Alman Nazizmi, (övmek için demiyorum, yanlış olmasın), halkına epey refah sağlıyor. İşçi ve işverenin ortaklaşa bulunduğu sendikalar kuruyor mesela. Bizim hükümet daha dün, biz kürtajı can havliyle tartışırken, hava memurlarının grev hakkını elinden aldı.

Alman Nazileri şehirlerini baştan başa modern, kültür ve sanatla iç içe büyüyecek şekilde yatırımlar yapıyorlar. Bizim cumhurreisimiz daha dün, kentsel rant yasasını onayladı. Yetmedi, İstanbul'un doğal kaynaklarını tamamen yok edecek, trafiği azaltmadığı gibi göçü tetikleyecek, tek faydası hükümet ve ümmetine yeni rant alanları açmak olan 3. köprü ihalesi sonuçlandı. 10 yıl sonra daha skik bir istanbul için avuçlar ovuşturuldu.

***

Lisede evli olabilen kızlar, tecavüzü her gün hak eden başka kızlar, öldürülmeyi, şiddet görmeyi, taciz edilmeyi her an belli ki "aranan" başka başka kadınlar, hiç dert olmuyor bu hükümete. Ama çocukların doğum hakkını önemse önemse helak oluyorlar (mış). Sokaktaki çocuklar, başına bomba yağan çocuklar, biber gazı sıkıp öldürdükleri çocuklar, gözaltında kaybettikleri çocuklar, poşu taktığı için 10 yıl hapis verdikleri çocuklar, depremzede çadırında yanarak ölen çocuklar, kesmiyor hükümeti.

Demek ki, hükümetimize harcayacak daha çok çocuk lazım.

Hele bi doğsunlar da, sonra nasıl olsa büyük bir kısmı ölecekmiş. Ölmeyenler hayat boyu sefalet çekecekmiş. Olsunmuş yaa, hele doğsunlar da, Allah rızkını verirmiş. Zaten imanlı nesiller yetiştirmek istiyorduk, imandan başka sığınacak hiç bir şeyi olmayan çocuklar doldurmalıymış ülkeyi.

Eğitimsiz, işsiz, umutsuz kalabalıklar. Nereye çeksen oraya gelebilecek, ister savaşta, ister devlet eliyle terörde harcanabilecek, ucuz iş gücü yapılabilecek, imanı, vicdanı ve hatta üreme organları bile devlet tarafından yönetilen, basbayağı köle çocuklar...

***

Demem o ki, nur topu gibi post modern faşizmimiz oldu artık. Kitlesel hak ihlallerinden, bedenin üzerinde söz sahibi, yaptırım uygulayan devletlenmeye dahi geçildi. Hayırlı olsun.
Siyaset tarihi bunun örneklerini görmüştür, insan ırkı var olduğu sürece de görecektir.

Lakin adını koyalım bazı şeylerin amk.
"İleri köle demokrasisi" gibi mesela.


biterken,
asabımız çok bozuk. kendimize dünya haritasından kaçacak ülke arıyoruz. kaçmak istediğimiz için utanıyor, utandıkça kızıyor, kızdıkça kaderimize küfrediyor, it gibi ulanıyoruz.
şafak pavey'in konuşmasının linkini koyucam şuraya, o daha iyi anlatmış.
Newer Post Older Post Home

25 vatandaş cevab hakkı kullandı :

OOhhh yaaa ben anlattım rahatladım sanmıştım, sen anlatınca daha da bi rahatladım! Yetmez ama herkes anlatsın, malum bazıları geç anlıyor!

Unknown said...

Kaçıncada bu sıkıntılar bitmiyor. ben kaçtım güya ama her gün ülkemin başına gelenler için ağıt yakar haldeyim. Ne olanlara ne söylenenlere inanamıyorum. Bende yazdım umarım herkes duyarlı olur ve bir kaç satır karalar bu konu hakkında
http://www.pinsinmymap.com/2012/05/sanmayn-bugun-kurtaj-konusuyoruz-bugun.html

harika yazmışsın gerçekten çok beğendim.

helal olsun.
ağzına sağlık.

Yazarın eline diline sağlık.

Güzel yazı. Teşekkürler

Eren said...

şafak pavey'in konuşmasından sonra sadece takriben 3-4 kişiden gelen alkış hayatımda duyduğum en korkunç seslerden biri.

@eren hay ağzını öpeyim.

Bu konuda yazıp yazmamak konusunda karar veremiyordum günlerdir. Çünkü şairin dediği gibi "dilimin ucunda küfre dönüyor her sözcük."

Çok güzel yazmışsın artık benim yazmama da gerek kalmadı bence...

Tebrikler...

Yazdığın her satıra tüm kalbimle katıldığım gibi, not olarak yazdığın son paragrafı da günlerdir tüm arkadaşlarıma yazdığım maillerde aynı şekilde dile getiriyorum...

izin verirsen bu yazını tanıdığım herkesle paylaşmak istiyorum...eline,diline,kalemine sağlık diyorum !!

Fido said...

hay eline ağzına sağlık,tam da bu ruh halindeyim 'asabımız çok bozuk. kendimize dünya haritasından kaçacak ülke arıyoruz. kaçmak istediğimiz için utanıyor, utandıkça kızıyor, kızdıkça kaderimize küfrediyor, it gibi ulanıyoruz.' başka ne diyeyim ki artık..

Migeee said...

Çok güzel yazmışsınız! iliklerimden ta katılıyor ve altına den den koyuyorum ve imzamı atıyorum. Yok ben bir yere gitmem. Kaçacak yer de aramıyorum. Güzelim ülkemi bunlara bırakacak değilim. Ama çok sinirim bozuluyor bu karanlık ruhlara,bu örümcek kafalara, bu ucubelere! Onu diyorum!

Humita said...

muhafazakar her partinin yaptigi yapacagi seylerden biridir kadinlarin ellerinden haklarini almak, alamiyorlarsa tamamen, kisitlamak. Hali hazirda Ispanya'nin yeni sagci hukumeti de kurtaj yasasi uzerinde calisiyor, bir onceki hukumetin cikardigi yenilikci yasalari biraz geriye almaya calisiyorlar. Muhtemelen bir sonraki durak homoseksuel evlilige de kisitlama, belki de yasaklama getirmek olacak. Is ve isci yasalari acayip kisitlamalarla ekonomiyi kurtarmak kisvesi altinda degistirildi. Egitim ve saglikta kesintiler de cabasi...

hayir "aman caniiiim avrupa memleketlerinde bile bu boyle, bosverin" demiyorum tabii ki. hasaa, bilakis sinirimden kuduruyorum. stresten oramda buramda yaralar cikiyor.

muhafazakar ve fasist hukumetlerin elinde, bir de ustune "devletin mali deniz yemeyen domuz" felsefesiyle, basibos, apolitik, mumkunse dindar -ki cektigin yere gelsin, toplumlar olusturulur, uzerine kadinlar biraz daha evine kapatilir, beyine(!) baglanir, ekonomide de hem daha ucuz is gucu, hem de ureme motoru olarak kullanilir.

aile zoruyla tecavuzcusuyle evlendirilen kucucuk kizlar, simdi bir de devlet zoruyla ortaya cikan urunu dogurmak zorunda kalacak, annelik yapmak istemediginde de "nasil bir kadinsin sen" diyerek taslanacak. Hos, tecavuz bebeginin kurtajina bazi hakimler simdi bile izin vermiyor.

haa bu arada, guncel kurtaj kanununda zaten kadin evli ise kocasinin onayini almadan kurtaj olamiyor. kisacasi kadin kanunun simdiki haliyle bile zaten erkegin mali, simdi yenisiyle bir de devletin mali olacak, resmi ureme motoru seklinde.


hayir, ben anlamiyorum ki, kadinin sucu ne?

erkeklerden farkli olarak bi kukuya sahibiz diye, nedir bu binyillardir cekilen iskence, zulum, baski, siddet aq?

Anonymous said...

sorun kadının kukusu olmasında değilaz gelişmiş beyinli erkeklerin sadece pipileriyle var olabilmelerinde...

Avrupa memleketlerinin birinde yaşıyorum.
Hem de en koyusundan Katolik olanında; Polonya.
Papa bile Polak, dindarlığın koyuluğunu siz hesaplayın artık ülkede.
Ama, durum hiç de; ''aman canııım avrupa memleketlerinde bile bu böyle'' değil.
Tamam, kürtaj yasak ama yasalar ve devlet büyükleri ''modern tıbbı'' dinliyorlar.
Kadın sağlığına zarar verecek durumlarda kürtaj serbest.
Tecavüz durumunda bebeği doğurmak söz konusu bile değil, kürtaj serbest.
Bebeğin zeka geriliği-hayatı boyunca bakıma muhtaç olacağının kesin olması durumunda kürtaj serbest.
Daha sayayım mı?
Kürtaj konusunda tutumu en katı olan millet bile bu durumlarda neredeyse kürtajı zorunlu kılarken, benim ülkemin bakanı-bıyıklısı-bademi ortaya çıkıp; ''Modern tıbbı dinlemeyiz'' diyor ya... ''Allah rızkını verir'' diyor ya... ''Gerekirse devlet bakar'' diyor ya... edecek-yakıştıracak küfür bulamıyorum yeminle!
Buradaki gibi olsun millet, miniminnacık kızların karınları burunlarında, çocukların kimden peydahlandığının hiç önemi yok!
Ortalık babasız çocuk kaynıyor.
Kimsesiz çocuk evleri dolup taşıyor.
Bunlar çok modern! ve muhafazakar! ya hani, biz de böyle olalım.
Ben daha bi'şeyler derdim de... hadi neyse.
Bana Tayyeap'le başbaşa bir saat geçirme imkanı versinler istiyorum. Korumasız-telekulaksız-kapıyı karşılıklı bir 'kapalı görüşme' yapalım istiyorum.
Kendisine ''buzlu badem'' ikram etmek istiyorum.

Çok güzel ve yerinde bir yazı!

Anonymous said...

görsel de yazı da harika, içimin sızlamasını bi nebze hafifletiyo insanların tepkilerini görmek..

Anonymous said...

elinize agziniza saglik! oooff off!

eline sağlık

çok iyi değerlendirmişsin.

duygularımıza/düşüncelerimize tercüman olmuşsun.

momos said...

en acısı da sırça bıyığın yansıttığı çoğunluğun one minute i olması. onlarında gözünde number one. olabilecekleri en iyi. bugün kürtaj yaptıranları yakın dese takipçileri yapanı yaptıranı, destekleyeni, savunanı herkesi kül eder.
demek auschwitz böyle doğdu.

Anonymous said...

Eline saglik, cok guzel yazmissin, tercuman oldun hislerime. sonumuz hayrolsun, gozler acilsin artik nolur.

Şafak Pavey'in konuşmasını paylaştığın için teşekkürler. gözlerim doldu dinlerken. ama sinirim hafiflemedi hiç...

Anonymous said...

Bu tartışmayı yapan kişilerin, konunun uzmanı olmaması (veya bunlardan birinin etkisinde olması) sizi hiç düşündürmüyor mu? Başbakan, belediye başkanı ve sağlık bakanı...
Ya da bunlara cevap verenlere ne demeli? Ciddiye alıp konuyu uzatmalar, mitingler... Bu sırada güzelim ülkemizde neler dönüyor, hepsinin üzeri örtülüyor sırf bu tartışmalar yüzünden!
Sorunun cevabına gelecek olursak... Ben tıp fakültesi öğrencisiyim ama benim bir şey demem yine de doğru olmaz, bu konu üzerine uzmanlasmış o kadar akademisyen varken... Tartışmanın doğru yerinin üniversite hastaneleri olduğunu düşünüyorum ve diğer tartışmaların ise sadece "sonuçsuz gündem kalabalığı" olarak görüyorum.
Artık konunun gerçek uzmanlarının sahneye çıkması gerekir diyorum.
Yanlış veya eksik bir yanı söylediklerimin eleştirilere açığım...

Pes doğrusu! Sinirlerimi bozmasına rağmen sonuna kadar okudum. Şafak Pavey yazısıyla çok güzel oluşturmuşsunuz. Ne olacak bu işlerin sonu anlayamıyorum, düşünemiyorum sadece sinirleniyorum sinirleniyorum ve yine sinirleniyorum.
Hedefini Kaybetmiş Kadınlar