Cinselliği Keşif Turizm

By | 9/21/2011 24 comments


Dünyanın tartışmasız en sempatik küt saçlısı Ayşe Arman, yine tüm çağdaş Türk kadınları olarak hep bir ağızdan - ya da elden- desteklediğimiz bir yazı yayınlamış. Yazının konusu bayan 31i. Yani mastürbasyonun dişisi, yani bildiğiniz ovalama sanatları.

Ayşe hanım yazısına önce bir "teen touch" ile başlamış. Ergenlikte bu yola nasıl baş koyduğunu anlatırken, mükemmel bir de arkadaştan bahsediyor. Bu arkadaş orta 1'de kompozisyon çalışmalarını, orgazm halini tanımlamak üzerine yoğunlaştırdığından, "merdiven meteforu"nu en genç yaşta keşfeden insan ödülüne de aynı oranda haiz. O oran ne, ben de tam bilmiyorum gerçi.

Velhasıl Ayşe hanım diyor ki, cinselliğin keşfi için, kendinize dokununuz ey bayanlar. Her nerde bir tatmin arıyor veya aramak zorunda bırakılıyorsanız.

Ee güzel. Yani eksik ama güzel. Yetmez ama evet. O biçim.

Ben önce bi kendi ergenliğimi düşündüm yazıyı okduğumda. Ne pis elektrikli, ne kıvamı tutmamış bi kız grubum varsa artık - ki hala da varlar- biz hiç mastürbasyon konulu konuşmadık. Babydolla yastık savaşı da yapmadı bunlar benle. Belki kendi aralarında yapmışlardır. Deneme için kız kıza öpüşme felan, sarılıp uyumaca, hiç gelmedik o kafalara. Anti ibneler.

Öte yandan okulda tabi azılı bir seks geyiği dönerdi o çağlarda. "Arka kapıdan almak kaka tutamamaya yol açıyomuş", "helikopter diye bi pozisyon varmış, kadın malzemenin üstünde dönüyomuş", "oral seks yapmak dişleri çürütüyomuş" gibi leşin dibinde muhabbetler dönerdi. Herkes alabildiğine bakir ve hormonlu olduğundan, seks efsaneleri bilmek marifetten sayılıyordu.

Demem o ki, biz de ergen olduk. Ama o günler geride kaldı çok şükür. Bi noktada "kendinizi ovalayın, cinselliği öyle keşfedin" biraz pre prelude'den sayılmaz mı? O kadar mı vahim yani durum? Ya da bu mu cesur tavsiye?

Kim Lan Bu Hayatımın Erkeği turizim, bu soruların ve daha nicelerinin cevaplarını bulamayacağınız, macera dolu bir turu, sırf siz tatmin olun diye hazırladı. Buyrun, turun detayları.

Cinsellik Keşif Turları - 4 gün 5 gece

- Herşeyden önce yine belirtmekte faide görüyorum; biz asla cinsellik üzerine tavsiye veren bi blog olmadık, olmayacağız. Bu türden baskılara boyun eğmeyeceğiz.

- "Kendini tatmin" elbet hayırlı şey. Bugün "herkes kendi kapısının önünü süpürse dünya tertemiz olur" misali bir şey. Hatta konuya desteğimizi yan sanayi blogumuz olan ve "Genç Kızların Ovalama Rehberi" mottosuyla yayın hayatına devam eden, Sıkı Kıçlar da veriyoruz.

- Lakin ve lakin, haz öyle "tek elden" öğrenilecek şey değil takdir edersiniz. Ayşe Arman'ın ortaokul kankası tabiriyle, "merdiveni bir kez el yordamıyla çıkmakla" iş bitmiyor. "İnsan kendisini en iyi, başkalarının aynasında görüyor" diyeyim. Bi ortaokulludan az edebiyatçı kalmayayım.

- Başkasının aynası dedik, çok sirli, ya da sırlı oldu. Ama doğruya doğru. Tatmini, nerelere gittiğini ve hatta oralardan nasıl da gerisin geriye geldiğini, insan sevişe sevişe öğreniyor. Yani öyle olmalı. Bugün koskoca Anais Nin, bir Ayşe Arman olmasa da, yanılıyor olamaz.

- Üstelik bir kadın için afedersiniz ama el, kol, yastık bi noktaya kadar. Maalesef hiç bir kadın, bir Memo Tembel Çizer olamaz. Yıllarını 31 konulu eserler üretmeye yatıramaz. Kadın tatmini dediğin, öyle çarşafa silinenlerin tarifsiz rahatlığında, bi kaç beden parçası düşünerek sağlanmaz. (Melis tabiriyle - Olmuyo yani. )

- Onca çabaya rağmen, hala aşık olmadığı adamı cinsel obje olarak göremeyen bağyan arkadaşlar var. Kendilerini kınıyorum.

- Hülasa gelmişiz 21. yy'ın orta yerine, "ey kadınlar kendinizi ovunuz" çağrısı o kadar da yenilikçi sayılmaz şimdi. Biz tabi ülkece zamanda bi geri sıçradık son yıllarda. Ama çok şükür, hala bi miktar internetimiz var. Adamı hasta etmeyin.

"Ey kadınlar, porno izleyin!" desen hadi neyse sayın Ayşe. "Tatmin için denediğin elektronik malzeme"yi anlattığını da biliyoruz bundan yıllar önce. Daha iyisini yaparsın yani, onu destekliyorum ben.

Öte yandan, geçen bi insan belgeselinde, Putin'in elini sıkmadan önce bin (sayıyla 1000) kadın memesi elleyen Rus'u izledim. Memesi ellenenler de hep Rus kızlar, tabi bazıları çok sülün. Neyse. Baktım, Ekşi Sözlük adeti olduğunca coşmuş: "Bak işte Rus kızı sokakta böyle elletiyor. Türk kızına evlenme teklif etmeden göremezsin bile, lay lay da hop hop".

Sözlüğe ben de entry halinde şey dedim; "Ya bu ülkede günde ortalama 2,5 kadın, namus belasına öldürülüyor. Ben canımın derdindeyim, bir de mememi mi elleticem afedersin?"

Şimdi kendimle çelişmek gibi olmasın ama, canımızın derdinde olduğumuz bu ülkede, bir kadın olup da mastürbasyon yazısı yazmak, kolay değil. Kolay olmaz o kadar.
Kolay değil, olursa bu bir olay.


Biterken,
Tarihimin en hızlı yazısı oldu. Çünkü neden, bi koşu gidip 51 çekicem. 51 nasıl atmasyondur ya. Neyse, mevzubhis yazıya şurdan gidin. Ayıp olmasın.
Görsel yapmaya üşendim, "bi'şeyleri keşfeden" Rus kızı videosu şeyettim. Eski ama gideri var.

Sonbarın ilk yağmuru da aramızda. Hadi bakalım. Göreceez bi Teoman şarkısı edecek mi bu son bahar, kız kulesi ve adalar.

? Previous Story

Önyargı mı? Bayılırım

Next Story ?

Travmalı Adam Sana Hiç Kıyamam

Home

24 vatandaş cevab hakkı kullandı :

Çok güzel yaklaşmışsın. Son yedi yılda 4190 "resmi rakamla" kadın cinayeti işlenmişken ve işlenmeye ısrarla devam ediliyorken, bu ülkenin yeni Hakim Savcılar Yüksek(!) Kurulu ve onun başkanı Kadını tecavüzcüsü ile evlendirelim; buna uygun bir yasa çıkaralım böylece mahkemelerin iş yükü azalsın diye açıklamalar yapmışken ve gelen az sayıda tepkiye rağmen de bu açıklamalarında ısrar etmişken, yasada değişiklik yapılmış ve tecavüz kurbanı vakalarında yalnızca fiziksel muayene göz önüne alınır denilerek psikolojik muayene ortadan kaldırılmışken... Evet Ayşe ARMAN siz "ovalayınız" lütfen. Zaten sizden de bir beklentisi yok bedeni haraç mezat kiralanan milyonlarca kadının... Sizin gazeteciliğinize bel bağlamadılar, bölge gerçekliğidir denilerek savunulan 13 yaş evliliklerinin kurbanları kurtuluş için... Yalnız ve kendinize münhasırsınız nasılsa, "ovalayın" gitsin o halde...
Sevgiyle...

izafi said...

annemler teyzemler bir araya gelir oynardı; bunca sene biz de başka bi b.k sanmıştık 51'i.

günün anlam ve önemini belirten şarkı : http://www.youtube.com/watch?v=voBJNCSi_U4

@ sevgili vuslat "tecavüzcüleriyle evlensinler" tamamen başka bi yazının konusu şimdi. ayşe ovalamayı bırakıp komple beton döktürse, yine çare olamaz. hiç birimiz çare olamayız. orda çoook acaip bi varoluş biçimi yatıyor, bilinç yatıyor, şuur yatıyor.
hsyk ile tek tek tanışmak isterim. straponla. üf.

@izafi. çok acip bi kliple gelmişsin...nerden hatırladın olm.

tek bi cinsel sorunum var, o da cinsellik yaşayacak kimsenin olmaması.

Koca bir ulkenin cinsellik problemini blog sayfasi uzerinden cozmeye kalkismiyoruz ama gecen gazetenin birinde gecler arasinda "bekaret" tekra moda oluyor diye bir haber vardi. Simdiye hadar bilim felsefe ve sanat alaninda dogru duzgun dunya standartlarinda insan cikaramamisken sanirim sonunda bir konuda dunya birincisi olucaz "tutuculuk". Uckuruna sahip cikma onceligi ile heba olmus bir genclik, yazik...

@ilgiyeihtiyacımvarlan cinsellik yaşamak ne demek pampa, o tekilde oluyo.. seks mi kastettiğin.. eğer öleyse sıra sende sahtiyan..

(bu kısımda uyduruk bi rep şarkısı varolsun, hamdolsun, işte çükümü eline aldan yere yatırdım silahı sıktımlı argüman)

51 dedin deniz, 51 geyiğini duymayalı çok olmuştu.. hatta görünce seslendirdim.. "ilk defa 51 diyormuşcasına" (nuri bilge geyselinin son filmi olsun bu)

behlül kaçar (alttaki yazıyada ilişti gözüm)

momos said...

Yazının yönünü değiştirmek istemezdim ama konu otsbir olunca tamamen kendi sakıncalı aklımın uydurduğu bir iddiayı gündeme getirmeden duramayacağım. Efendim iddiam şu ki, düzenli otsbir seanslarından oluşan bir cinsel hayat diğer alternatifleri içinde en sağlıklısıdır.

Herkesin bildiği üzere sex; ekmek, su benzeri zaruri bir ihtiyaçtır. Bu ihtiyacın kökeni, en saf ve hayvanca hali boşalma anında yaşanan haz duygusudur. Bu haz duygusunun çeşitlendirilmesine sex hayatı denir. Malum doruk noktasını hayatının amacı kılanlara da sexopat. Yazık ki memleketimiz sexopat olmak için çırpınıp jawslıktan öteye pek gidemeyenlerle dolu ve hedefine ulaşan bir avucu da zaman içinde gerek anneler, gerek sevgili arkadaşları, gerek doğanın acımasız koşulları içinde normalleşip çoğunluğa karışmakta, eşofmanları çekip her Pazar akşamı bir sonraki Cuma gecesinin hayali ile uykuya dalmaktadır.

Peki düzenli otsbir bu düzenin tekerine nasıl çomak sokabilir? İşe sexin tanımını değiştirmekle başlar. Sexi iki insanın öpüşüp koklaşıp, terlemesi, akabinde haza ulaşmak için hayvanlaşması ve nihayetinde rahatlayıp osurarak uyumasından çıkarıp yeni bir tanıma ulaştırabilir. Sex sadece hayvani bir ihtiyaçtır, hiçbir ulvi anlamı yoktur ve gerçekleşmesinin en iyi, en güzel, en çılgın, en fantastik yolu kendini tatmindir. Boşalmak bir enerji aktarımıdır ve düzenli olarak yapılması aynı sıçmak gibi vücudun işleyişi açısından hayatidir. Otsbirin periyodunu her birey kendi bünyesine uygun olarak seçebilir. Ancak her ne kadar düzenli yapılması gerekse de hayal dünyasının zengin tutulması söz konusu boşalımın monotonlaşmaması için önemlidir. Bu self hizmetin hiçbir ayıp, günah, aşağılayıcı veya sağlıksız tarafı yoktur. Otsbir toplumu bölmez, ahlakını bozmaz, kimsenin kimseye zorla otsbir çektirdiği görülmemiştir(belki birkaç konu sıkıntısı çeken porno film hariç), sanmam ki bir tane kutsal kitap konuyu gündemine almaya layık görsün ve otsbirin sivilce yaptığı büyük bir yalandır. Bayağı da dangalakça bir yalandır. Büyük ihtimalle kız götürmeyi(gerçek anlamıyla götürmek, evine veya sinemaya falan) büyük marifet sanan jr kazanova eskizleri tarafından uydurulmuştur. Yıllarca otsbirin yalnızlık sexi olarak gösterilmesi de bence maksatlıdır. Tek kişi tarafından icra edilmesi onu yalnızlıkla bir tutmaz, kaldı ki yalnızlığın tek başına olmakla aynı olmadığı her şiirde, filmde, kitapta, en ucuz tv dizilerinde bile defalarca dile getirilmiştir. Pekala çok iyi bir ilişkisi/evliliği olan veya karşı cinsle sık sık münasebet içinde olan bir kişinin düzenli otsbir hayatı olabilir.

momos said...

Misal, Cuma akşamı dışarı çıkılacak, olasılıklar değerlendirilecekse, muhakkak önce güzel bir otsbir ve sonrasında ılık bir temizlenme seansı geçirilmeli öyle sokağa çıkılmalıdır. Böylelikle kafa olarak boşalıma, enerji aktarımına odaklanılmayacak, sadece muhabbet arayışı içine girilebilecektir. İddiamın ikinci kısmı da buradan başlıyor zaten, sağlıklı bir cinsi münasebet ancak güzel bir otsbir sonrası yaşanabilir. Çünkü ancak o zaman karşı cinse içindeki tüm hayvani güdülerden arınmış bir şekilde sadece sevişmek veya iyi vakit geçirmek amaçlı yaklaşılabilir. Ve evet sevişmek güzeldir, kesinlikle otsbirden daha eğlencelidir ancak gerçekten sevişmek amaçlı olduğu sürece. Ne zaman ki haz tatmini, ihtiyaç giderilmesine dönüşür, o zaman çirkinleşmeye başlar. Ve kastettiğim çirkinleşme sadece gecenin içinde olanlardan ibaret değildir, daha çoğu sonrasında ve bazen bir ömür yaşanır. İhtiyaç tatmini güdüsü sahiplenmeyi getirir, sahiplenme de aşkı,sevgiyi öldürür, geriye mekanik bir işleyiş kalır sadece. Oysa tatmini otsbirde yaşayan bir birey partnerinden bu açlığının giderilmesini beklemez, kimseden beklemez, kendisi bu işi görmektedir zaten, ondan sadece gerçekten yanında olması bekler sadece. Aynı yatakta veya farklı bir şehirde, yanında olduğunu bilmesi yeterlidir artık. Başka bir örnek de evli çiftlerin yaşadığı tatminsizlik duygusudur. Sürekli eşlerinin kendilerini ihmal ettiklerini düşünürler ve bunun kaynağı da cinsel tatmin yaşamıyor olmalarıdır çoklukla. Yine düzenli bir otsbir hayatı olan eşinden kendisini tatmin etmesini beklemez ve kimse kimseyi bir zorunlulukla baş başa bırakmaz. Diyelim ki fantezileri olan evli biri eşini ikna edemiyor veya fantezilerini eşi yoluyla gerçekleştiremiyor. O zaman bunu aklıyla gerçekleştirmesi gerekecektir. Eğer dışarıdan destek almayı diliyorsa bir seçim yapmalıdır, sergileyeceği davranış biçiminin amacı nedir, haz mı, duygusal eksiklik mi? Haz ise bu hazı yaşamanın farklı yolları da vardır ama yine de bir başkasıyla bu hazı paylaşmak istiyorsa eşinin rızası olmadan yapacağı ihanettir, kandırmacadır. Çünkü burada önemli olan bir başkasıyla paylaşımı değildir, kendi başına yaşayabileceği bir haz yerine eşini aldatma pahasına o hazı başkasıyla paylaşma yalanıdır mesele. Duygusal açlık ise amaç o zaman sorgulaması gereken ilişkisidir ve bir başkasıyla ne yaparsa yapsın öncelikle çözmesi gereken bu sorgulamadır.

Kısacası diyeceğim, kendine dokunmak, tatmin olmak, otsbir-ellibir fark etmez hepsi hürriyette yazılmış muzip bir yazının konusu olmaktan daha önemlidir. Sexin ta kendisidir ve birileri bu konuyu tabu kabul ettikçe, ayıpladıkça bireyin ihtiyaçlarını gidermesi meselesini de görmezden gelmekte, bu konuyu çözmeye odaklanmak yerine bir yandan çıplak kadın fotoğraflarıyla teşvik ettiklerini öte yandan yasaklayarak toplumun sağlıklı bir cinsel hayata sahip olmasının da önünde en büyük engel olmaya devam etmektedirler. Ayşe Arman kendince cesur davranmış olabilir ancak bana göre yaptığı zaten ayıplanmış bir konunun ayıbının altını çizmek ve kendisinin en ayıplı konuları bile konuşabilecek kadar aykırı biri olduğu yanılgısını sürdürmekten başka bir şey değildir.

Konuyu dağıttıysam kusura bakma deniz. Dayanamadım.

@momos mükemmel demişsin -gene- vaktim olduğunda sana uzun uzun cevablar hazırlıycam piç.

@ilgiyeihtiyacımvarlan hangimizin yok ki tatlım ya?

@rene 51 gerçekten var mıydı? ben hiç duymadım onu.

Anonymous said...

cesurmuş gibi yapıyorsun.

@deniz

ama sen şimdi 51 var mıydı hakkat? diyince içimde çöküntü oldu..

vardı, mağğalesef, olduğuna eminim çünkü 51 oyununa göndermeleride dahildi pakete..

biz 31 kızlar 51 geyiği yapardı.. yada belki lokal tadda o kadıköy geyiğiydi.. şinci bilemedim..

bide 21 vardı.. bak o neydi hiç hatırlamıyorum.. 41 de var.. ahaha siktir 61de var.. lan ne kadar çok sekse gitmiş bu "1"le bitenler..

bugün burdan devam..

http://www.youtube.com/watch?v=XcYyn8rUq44&feature=player_embedded

Rene ve Momos'un "31" savunmasinin "51"tarafini duymak iyi olurdu.
O halde sorum su:
Madem "self servis" sisteme gectik evde sahsa mahsus adam (koca) bulundurmak niye.

@brownian

al abla burdan devam.. 31 muhabbetini bi şekil kapatasım var..

http://www.youtube.com/watch?v=UvINyNm4uyM

@adsız çok doğru bişey demişsin. ben korkağın tekiyim. öte yandan, cesurmuş gibi yapmak, korkmamanın ilk şartı gibi.

@brownian şaahsen eşli 51'i savunuyorum. çünkü mutluluklar paylaştıkça artar.
ehe. kıps.

momos said...

@ brownian; savunduğum 31/51 ile cinsi münasebetlerin bir arada yürümesi. iddiam da düzenli olması gerekenin 31/51 muhabbeti olması. İddiamın cinsiyeti yoktur, otsbir yazmam tamamen benim ilgili kavramı öyle adlandırmamdır. bu durumda şahsa mahsur adama da kadına da self servisin ötesinde ihtiyaç vardır. daha doğrusu ihtiyaç gereği değil tamamen gönlün sesi gereği birini arzulamak lazım. 31/51 ihtiyacını giderdiği sürece bir başkasını güdülerinden ayrı arzulayabiliyorsun. nacizane fikrim bu.

Anonymous said...

Ayşe arman bu yazıyı okuması gerekiyor..Çünkü o çok eksik yazmış..:))

@brownian

momos'un kastettiğinin self servise geçmek olduğunu düşünmüyorum. Enerji boşalımı amaçlı kişisel tatmin uygulandığında sevişmek daha çok paylaşım ve seviştiğin insanın özüne temas edebilme fırsatına dönüşecek. Böylelikle evde bulunan Koca/Karı değil eş olacak. İster evde ister dünyanın öbür ucunda olsun, her zaman yanında olabilen bir eş olacak. Ahaha, valla evililik böyle bişey olabilseydi evlenirdim bile be.. :)

@deniz kesinlikle katılıyorum, mutluluklar paylaştıkça artar. Daha çok insanla paylaşırsak acaba daha çok artar mı mutluluk? :)

Anonymous said...

cinselliği gördüm boşaldım...

dahsin said...

2.yazınızı okuduğumda hayatının erkeği olmak üzerine düşünce mastürbasyonu yaptım şohsen. 3. yü okursam bileklerimi keserim diye korkuyorum.

deniz kızımıza hayırlı bir kısmet geldi blogdan..

ahaha bu blog cıvıdı hacı artık..

@rene - aşk olsun amk.
ben viyana yazısı kastırıyorum, sen benim motivasyonuma kastırıyosun.

@dahsin - seviyor musun? bir daha söyle!

@herkes - ohh yarebbiim. iyice ortam gülü olduk fark ettiyseniz. neyse, keyfim yerinde. ben tek, siz hepiniz, onlar da kendi aralarında oynasın.

@deniz hşş la o diilde kitap teslimim var yarın, can yağyınlarındağyım..

draftı el ayak yordamıyla alıp bi okusana sende, yüzüme yüzüme küfredersin bi götüm iner, herkesler yalama derdinde bu ara.. şipeyşıl ediyşın havası atarsın, atarın giderin şenlenir..

@rene - ayıpsın. azına bile sıçarım. şurdayım ben, günün çok büyük kısmında. deniz.ozturhan(ad)cimeyil.kom

kemal said...

Binnur'un eteğine asılıp buralarda buldum kendimi.

Dino olmam nedeniyle bazı sözcük ve terimleri anlamıyorum ama yine de keyfle okudum yazılanları :))

momos güzel toparlamış olayı, da bu "aldatma" işi bence "kazanılmış eksiklik". Ben buna "doğum yeri sendromu" diyorum: insaoğlu örneğin Nijerya'da, Hindistan'da, İsveç'te doğmuş olsaydı insan ilişkilerine böylesi sahip olma mantığı ile mi yaklaşırdı, yoksa evli/birlikte iken başka bir heyecan peşinde olmak orada doğanlarda olduğu gibi aldatmak yabancı bir kavram mı olurdu?

Sevgiler