Dile kolay sayın okuyucu, bugüne bugün tam 32 senedir dünya üzerinde varlık kaydediyorum. Hayır ne skime kaydediyorum, orası tamamen ayrı bir mevzu lakin, işte bir doğum günü yazısıyla daha baş başasınız.
Her yıl doom günlerimde maksimus depresif olurum; birileri sanki içimde karanlık odalarda rakı ve hösebyo ile beslediğim Yıldız Tilbe'nin kafesini kırar ha kırar. Ondan sonra tabii gelsin duygu sağnaklarında yıkanışlar, gelsin aklı oynatışlar. Oysa bu yıl, Yıldız'ın kafesini bir gün önceden kırıp, bi tutam manyağa bağladıktan sonra, sırtıma çantamı atıp, tek başıma Kabak vadisine yollandım.
Çok da iyi yapmışım, ne de güzel düşünmüşüm.
Yola çıkmadan evvel size hayattan şu güne dek süzdüğüm mana ve ehemmiyeti yazmaya başlamıştım. 30. maddede felan sıkıldım, patladım. Sonra zaten uçağa atladım derken, bakınız bu günleri ettik.
Bence bildiğim her şey zaten yanlış ama siz yine de bi bakın.
Nebleyim, biri illaki işinize yarar bence.
Hayattan Öğrendiğim 32 Abukluk
1) Bir anda değişir işler: Aslen herşey bir anda olmaz tabi, bazı şeylerin değişimi o kadar yavaş olur ki hatta, gözlen göremez, ellen "na bu" diye işaret kaydedemezsiniz. Ama bi nokta gelir, şeylerin değişmiş olduğunu görmezden de gelemezsiniz. Aynı durum pek fena haller için de geçerlidir. "Sıçtık" dediğin nokta, diptir. Sonrası zaten bi şekilde o noktadan daha farklı ve bi nebze daha iyidir.
2) İnsan alışır: Tüm canlılar alışır aslında; nebleyim en beyinsiz sandığın bitki bile güneşe doğru dönmeyi, tırmanmayı, olmadı daha geniş yaprak çıkartmayı akıl ediyor. Hayatta kalmak için yapmayacağımız yok. Valla.
3) Karamsar insanlar dert çeker: Nasıl olduğunu bilmiyorum, paranın parayı, karının karıyı çekmesi gibi bişey sanırım. Karamsar insanlara dert daha sık uğrar, biri biterken öbürü de başlar. Hele ki bu karamsarlar başkaları hakkında da fena düşünüyor, sürekli çekememezlik ediyosa, bi şekil iki yakası bir araya gelmez, gelemez. Başkasının hakkını helal etmeyen, kendi hakkını da tam olarak hayattan alamaz, zira nasıl isteyeceğini bilmez.
4) Erkekler parasını ödedikleri şeyin kıymetini bilir: Bu blogu okuyan - öğretilerimi evinde uygulayan hemşirelerimiz koca buluyosa, bir bildiğimiz var. Sevgilinize illaki tamtur pırlanta diye tuttutun demiyorum, ama son derece gerçekçi bu insaytı, hafife almamanızı öneriyorum. O parayı bi harcasın piç.
5) Dolabında bi senedir eline almadığın her şeyi at: Hem dolabı, hem kafayı rahatlat. Evde toz bezi yapacak kıyafet kalmasın. Çok sevdiğim o ibne karının öğretisi; bende bi ondan, bi anamdan kalan kıyafetler saklanır ve sallanır gerisi.
6) Evde ıslak mendil bulundur: Hep lazım olur.
7) Anneni dinle: Ondan kaçış yok, kişiliğini oluştururken kullandığı araçları hala kullanıyor. Onu dinleyerek, kendin hakkında en doğru bakışı yakalayabilirsin. Dinlerken, aslında duymamazlıktan geliyor gibi de yapabilirsin.
8) Çalışmayan bakış açısını bi noktada gtüne sok: E ama. "Ben buyum, ben değişemem", bırak bu geyikleri. Değişirsin, değişiyoruz. Sürekli hataya düştüğün bi konu varsa - bu misal bana göre aşk, size göre çikolata- bi noktada, hep yaptığını yapma. Di mi ama?
9) Evde süt bulundur.
10) İsteyene ver: Bi kere çok fesatsınız. Para isteyen dilenciye, yemek isteyen çocuğa, sevgi isteyen kediye, ilgi isteyen iş arkadaşına, iltifat bekleyen manitaya, goygoy bekleyen patrona, gülmeyi bekleyen seyirciye/okuyucuya... Vermek, hakikatten düşünmeden, tereddütsüz verivermek, hiç bir zaman azaltmaz.
11) Başkalarının mutluluğundan mesul değilsin: Bu fikri ne kadar hızlı içselleştirir, ne kadar çok insana uygularsan o kadar rahat edersin üstelik. Sorumlu olduğun yegane mutluluk kendininki. Onu başarsan zaten gerisi gelir. Genelde yani, bencilin, egoistin önde gidenli olmazsan.
12) Bi kez dark side'a geçende, gerisi çorap söküğü gibi geleyor: Siyasetçileri düşünün. Hepsi rezil insanlar olamaz değil mi? Lakin işte "Yeaa bişey olmaz" diye adımını attığın "kaypak vey of livinig"den, bi bakmışsın yol alıvermişsin hiç fark etmeden.
13) Güç çürür, mutlak güç mutlaka çürür: Chuck Palahniuk oku, kitaplarının yasaklanabildiği bir ülkede yaşadığını da unutma.
14) Bir bahçenin ne kadar büyük olduğunu, içinde çalışmadan bilemezsin: Orada oturmuş olabilirsin, onu gördüğünü, çiçeklerini kokladığını, hatta orada bulunmayı çok sevdiğini düşünebilirsin... Ama o bahçeye emek vermeden, her bir metrekare toprağı işlemek için ter dökmeden, gerçekten o bahçe hakkında pek de bişey bilemezsin.
15) İyisini istiyorsan, "iyisin" demeyi öğren: İster yatakta, ister mutfakta, birinden iyi performans bekliyorsan, önce ona goygoyu verrrr.
16) Bildiklerimin yarısını hiç bilmeseydim de olurdu.
17) Yemeğini yapan, çayını koyan, fotokopilerini çeken, çöpünü alan, kapına ekmek bırakan ve bilgisayarından sorumlu insanlarla iyi geçin.
18) Sürekli aynı şeyleri yaşamanın sebebi, aynı insan olarak kalmaktaki ısrarın olmasın sakın? Yıllarca kendime şu soruyu sordum: karşıma çıkan neredeyse tüm erkekler, neden aynı davrandılar bana? Önce tapmaya gelip, sonra illaki öldürmeye kalktılar bi noktada? Sorun onlarda değilmiş, ha değilmiş. (ha ibnelerdi o ayrı)
19) Alkol alacaksan o su içilecek: Ya da ertesi sabah ver elini hangovır plas.
20) Farklı olmak lükstür: Ayrıcalık değil, stil değil, hak değil... Olağanın dışında seyretmek lüks tüketimdir. Her defasında ödenecek bedeliyle gelir. Hayatta kendine lüksler bahşetmek kadar, aşırı lüksten kaçınmak da gerekir, gerekebilir.
21) Kedi alemine giren çıkamaz: Bir kere kedi bakmaya başlarsan, bi noktada yolda selam verdiğin kediye borçlu çıkarsın.
22) Takıntılar sıradan insanların süsüdür: Hem iyi hem kötü; bişeye karşı geliştirdiği aşırı hassasiyet, o insanı daha ilginç biri yapabilir. Ve o hassasiyeti çevreye rahatsızlık olarak yansıtmak, şüphesiz çirkinliktir.
23) Love is natural and real: Der Morrisey. Devamında aynı şarkının şöyle şeyler de var; its so easy to laugh, its so easy to hate. It takes strenght to be gentle n kind.
24) Bedenin sahip olduğun en kıymetli araç: "Her şeyin başı sağlık", annem öğretisinde yeniden cümleleştirildi. O bedeni sev, ona ii davran, onunla mutlaka bişey yap. Makina hala sıcakken, daha çok yap hatta.
25) Birilerine uzun süre bişeyler yaptığında, mecburen yaptıklarından bazıları kötü şeyler olur: Evlilikler niye bitiyo sanıyodunuz?
26) Bil: Yaptın ettin oldu bak. Hepsi senin. Beğenemedin, sevemedin ama senin, ya ne olacağdı ya?
27) Paniğe Kapılma: Ya da kapıl yaaa, keyfin bilir. Bi işe yaramıycak, baştan söyliim de.
28) Evribadi iz kolpacı samtaymz: Hayatta 28 şeyi çok iyi öğrenebilmiş olsaydım, bugün hayatım çok daha kolaydı.
29) Kedi tüyü en iyi koli bandıyla, mutfaktaki yağ lekeleri bebe ıslak mendiliyle, camlar da gazete kağıdıyla temizlenir.
30) Yolculuğa çıkınız, sıhhat bulacaksınız: Gaziantep'ten aldığım tahta bi kaşığın üstünde yazıyor. Bencileyin, gayet doğru yazıyor.
31) Unutulanlar unutulduklarını eauuu, sktiret: Unutmak iyi bişey bazen. Yeni bilgiye yer açıyosun, yeni fikre işlemci ayırıyosun. Ben bunu biişeye bağlıycaktım ama, unuttum neydi lan?
32) Kıymetin, kendine biçtiğindir: Çok basit, çok zor... Ama kendini nerede gördüğünle, insanların sana nasıl baktığı arasında doğru orantı var. Ha demiyorum ki narsist ol, demiyorum ki kendi yanağından makas al. Şu yazıyı okuduktan sonra, omzundan bi öpsen, bence kafi.
Biterken,
Kabak'tan aldığım pozitif enerjiyi benden pipetle emen sevgili İstanbul yaşantısı; beni hiç özlememişsin, onu çok net anladım. Sana laflar bile hazırlamadım üstelik, görmezden geldim, kanıksadım, salladım.
Beni twitterdan takip etmeyerek ne kaçırdığınızı biliyor muydunuz?
twitter/yanilgi
26 vatandaş cevab hakkı kullandı :
osho sana kurban olsun deniz. sayfalarca anlatılan, seminer seminer paraların emildiği, uğruna ömür tüketilen onca şeyi 32 maddede özetlemişsin, bravo. rabbim sana şifa, diline, kalemine uzun ömürler ve clevelandda müstakil bir bahçeli yuva nasip etsin, amin.
ohh.. bu dua ile benim bu sene sırtım yere gelmez panpaaa:)
kendi omzuma bir öpücük kondurdum, sana da birkaç yüz tane yolladım :*x 100
respect deniz abla respect. oh yeah! sana puanım 32 kanka!
Benden 8 gün önce mi, üç gün önce mi doğduğunuza karar vermeye çalışıyorum ablacığım (Yazı 7'sindeyse, neden yorumlar 12'sinde? Neden Reader bunu bana bugün getirdi?)
32 deyince şimdi 79'lu oluyorsunuz değil mi, yoksa evveliyatı da var mı?
Doğumgünleri öldürücü günler, otuz yaş üstüne yasaklanmalı. Ben ilk doğumgünümü 25'inde kutlamıştım, niyetim sonrakinde 50'ye kadar beklemekti ama nedense hatırlatmayı vazife görenler var.
Bu 32 madde ise ayh, ne güzel yazmışsın cicim denecek maddeler ama bir kaçı hariç pek de inanmadığınız belli. Yazı kendini yazmamış, siz yazmışsınız. 16 * 2'den daha güzel 2^5 (2 üzeri 5) denebilirdi bir de, artık yaşınız 5 bitlik sayılarla ifade ediliyor. (Bilgisayarcı her noktada bitler ve bytelarla konuşmayı sever.)
Burayı birkaç aydır takip ediyorum, hayata aynı yerden bakmadığımız halde hayranınız sayılırım. Umarım sırtınız 33'te de, 99'da da yere gelmez.
hepsini onaylıyorum
Güzel yazmışsın.
Bu motivasyonla mı ilgilidir yoksa nedir, tabii ki tam bilemiyorum ama yazıya hızlı bi şekilde başlayıp bitirmişsin gibi görünüyor.
Şimdi yorumlar:
Senin tamturun bir turizm acentası sanırım.
Ha bir de: ilaki --> illa ki
Ben Adsız, tanıdın mı?
Çok güldüm, hepsine katılıyorum.. Bir de "reçelli ekmek yere düşünce, her zaman reçelli tarafı üzerine konar" var, ki her çeşit arkadaş avutmada işe yarıyor :)
Íyi ki doğdun, iyi ki yazdın. 32 mumu ağustos'ta üfleyecekken şu 32 öğreti nasıl güzel geldi anlatamam!
Sevgili Deniz,
1) Doom gunun kutlu olsun.
2)Gozlemlerin cok yerinde. Neyse ki senden gecen zaman sana mukafatini bilgelik olarak veriyor.
3)Hafif bir depresifligin var, belli ki Istanbul seni yoruyor, o kaosa alistigindan ya da mecburiyetinden insan pek soylenmiyor ama dunyanin uzerinde huzur bulunacak yerler var, keske herkesin yasayacagi yeri secme luksu olsa" deyip kisa keseyim.
4)Blogun konusu hayatinin erkegini bulamamak uzre, maddelerden biri de bu paralellikte. Merak ediyorum neden bu konu seni bu kadar yoruyor. Senin sana sevgiden (ve bu baslikta toplanilabilecek ama benim Turk orf ve adetleri dogrultusunda sadece ima edecegimden) baska birsey verecek birine ihtiyacin yok gibi gorunuyor. Anavatanimizda buna kadir erkeklerimiz olduguna eminim. Yureklere zarar ask duygusu ariyorsan da onu iluzyona kapilmadan bulmak zor, onun icin biraz hayal gucunu calistirman gerekecek erkegin uzerinde.
4)Ozetle: burdan gayet iyi gorunuyorsun.
Guzel foto. Parayla imam'in kimde olduğu bilinmez fekat gel gor ki numerosu bilinebilir
yorumların hepsini zevklen okuyorum. tek tek cevap yazamıyorsam bu haklarında düşünmediğim anlamına gelmez, gelmemeli.
lav lan.
ben de omzumdan öptüm kendimi. ayrıca bi madde de ben eklemek isterim:
hayattaki en büyük acı, ayak parmağınızı kanepe, masa, sehpa vb. eşyanın köşesine çarpmaktır. gerisi yalan!
piyango bileti sayisal degilde sözel olsaydi. sözleri de kendimiz secebilseydik demek ki simdi trilyoner olmustum.
sözleri bilip anlamak ve uygulamak arasindaki ucurumu kim icaat etti ya?... öf püff
Almanyadan huhuuuu
Doğum günün kuskutlu ve musmutlu olsun Deniz. Omuzuma öpücük kondurdum söylemesi ayıp ben de, yazını okumak çok iyi geldi her zamanki gibi. Sevgiler!
33. Uyuşturucu kullanma: Gerçekten kullanma bir iki deneyeyim , abi bak buda güzelmiş, şunun kafası acayip derken helvaya dönüyosun bide bi dünya paran ve uçan matilar cabası.
ne de guzel ogrenmissin 32de.
6 sene ileriden bir dane de ben eklemek isterim.
cok kosma, arada bir dur, bi bak.
tanısmıyoz ama cok seviyom ben seni.
demet
sevgili deniz kadını. Pek eğlenceli tespit tutanakların.şu omuzdan öpme olayına bayıldım (şimdi kütüphanedeyim ve etrafta insanlar olduğu için öpemedim kendimden)ama zaten yeter çalıştım, gidip çılgın atarak omuzlarımı buselere boğayım. sizi neden bu kadar geç bulduğumu sorma yalvarırım.güzel. hı hım.
her biri super.
nice mutlu yillara.
Peyk - İstanbul'u hatırlatmak istedim bu yazının sonunda.. http://www.myspace.com/video/vid/30954304#pm_cmp=vid_OEV_P_P
@ay bükücü - vi layk peyk veri maç. iyi yapmışsın.
Seni Sevirem bilesin
Ah ben bu blogu keşke daha erken keşfedeydim diyerek kafamı daşlara vurmaktayım.
Terapiyle 2 ayda geldiğim noktaya 2 günde gelirmişim yeminle.
18 nolu maddeye inancım tam! (Parantezdekine tamx2 tehehe)
Özetle senin ağzını yerim ben diyerek yazılarının devamını diler, allah tamamını erdirsin derim.
Lavli.
ya sen ne güzel bi kadınsın :))
bu nasıl güzel, nasıl gerçek bir yazı. çok çok güzel hatta!
@adsız saolasın. muhtemelen o senin güzelliğindir.
bakalım bu yıl naapcaz yarebbbiiii:)
Sesli güldüm okurken. bilinen ama dile getirilmeyen şeyler ne de komik şekilde klavyene gelmişler.
lakin 18. madde "oha lan demek herkesin başına geliyor iyi bari yalnız değilim" dedirtti. bencillik için pardon me fakat sevdim seni bacım, takipteyim.. :))
Post a Comment