31 Bütün Bir Yıl Çekilir mi?

By | 7/05/2010 23 comments


Athena - Pis (2010)

31 manidar bi biçimde, kişisel tatmin arayışının doruğa ulaştığı bir yaş. İnsan ister istemez acımasız bi takım gerçeklerle barışıp, "bari götüme giren şu hayattan iki dirhem keyif alayım" noktasına geliyor.

Hani "kaliteli yaşam, kaliteli insan" ski vardı vaktiyle 86030-yonca gibi sahtekar netvörklerde. O vakitler ben azılı anarko-punk olduğumdan, bu kişilerin arabaya dayamalı profillerine, yok efendim Meyla'da siksik ettik, ordan çıktık Mokku'da tavşan kulağı kemirdik geyiklerine tiksintiyle bakardım.

Şimdi kaliteli yaşamın, bir takım taksitlere ve lazer epilasyona aynı ay içinde para ayırabilmek olduğu bilinç düzeyine nihayet erişmiş bulunuyorum. Tedaş olsun, TTNET olsun, ne kaddaar anarşik bi insan olduğunuza hiç bakmadan yollayıveriyolar faturayı. Öte yandan sahtekarlık da gırla devam ediyor; Bir sabah işe giderken, akasya çiçeklerini süpüren çöpçüye bile yer yer özenilen eblek bi yaş 31. Tatminsizlik o boyutta ki, varoluş sorusunun topoş cevabı, çöpçüde, pazardaki limon satıcısında ve tabii tekel bayii'nde aranabiliyor.

Samimiyetle söylüyorum, bunların benim başıma geleceğini hiç tahmin etmezdim.

Neyi Tahmin Etmezdin Canım Evladım?

* Öncelikle "ne olcam sanıyordum"dan başlamalı sanırsam. 30uma kadar dahi olduğum anlaşılır ve büyük bi yazar olurum sanıyordum ben. Takribi 8 yaşından beri yazan bi insanım neticede, 22 yılda ne olmazdı ki insan? Buraya ilk yazdığım şiir olan "Kitaptır Arkadaşım"dan bi iki dize düşmek isterim hatta. (annem pek sokağa salmazdı da beni)
...
bilgi öğrenmek istersen,
var sana bir tavsiyem,
eğer kabul edersen,
kitap oku derim ben.

kitap okumaktan güzel,
ne olabilir sence?
bunu bana sorarsan,
hiçbirşey derim sadece...

(duyguya gel, kritiğe gel, kim olursan ol gel yav.)

* 20lerin ortasında çok romantik bir biçimle mevcut manitayla kaçıp nikahlanır, hatta yüzük dövmesi yaptırır, haliyle 30 gibi de boşanırım sanıyordum ben. Böylelikle hem özgür bağyan imajı çekecek, hem de bir erkek tarafından istenmiş olmanın şahadetine erecektim. Mahalle teyzeleri "Aneeaam, saadethanımlarıngızı evde kalmış" bikbikleyemiyeceklerdi. Ola ola, her 28 günde bir, "Beni annemden ne zaman istiycen leaan" carlayan gergin kadın oldum. Bunu diyecek muhattap bulamayan da var, buna da mı şükür?

* Hiç bir zaman bir firmada münasip bir pozisyon işgal edeceğimi düşünmedim. O münasip pozisyonu işgal edebilmenin erdemiyle sık sık kendinden geçen, içini kemiren iktidar böceğine yeni düşen biri olabileceğimi hayal dahi etmezdim. Jules Verne romanlarından fırlamış bir gezgin, Marquez'in gardenya çiçeklerine iğneyle şiir yazan Florentino'su gibi avare, Bukovski kadınları gibi rospik... Olamadım, olunmuyor birtanem.

* Beni mahallede gören konu komşu anneme: "Üzülme hanım, beşiğin çirkini, mahallenin güzeli olur" dermiş. O gün bugün ailecek güzelleşmemi bekliyoruz. Beklerken bana "köfte, patlıcan, gargamel " gibi isimler takmayı da ihmal etmiyoruz. Ama ne kadar büyürsem büyüyim, burnumla yüzüm arasındaki orantı doğrulanmak bilmiyor. Neyse 40'ı bekliycez artık, bi gerdirme iki botoks arasında aldırcam o burnu, keçi boku kadar yapcam.

* Hatıralarımda derin yolculuklar ettiğimde, 5 yaşında dahi gün batımına karşı hüzünlenen bi tip olduğumu hatırlıyorum. Hayır o yaşta neyin hüznü allahın veledi? Barbinin elbisesi mi üstüne olmuyor, tokanın lastiği mi belerdi? Aç diilsin, açıkta hiç diilsin. Sanırım en çok, mutlu bi insan olucam sanıyordum. Bunu hala inatla sanıyorum. Ve yine samimiyetten ödün vermeden söylüyorum, mutluluğun formülü benim için; iyi bir yazı, efendi bir okuyucu, ha bi de sağ salim dostlar.

Sağsalim kalın, mümkün mertebe mutlu olun.
love u,
d.

Biterken,

Yazının başına 31ci fotosu koymayı düşündüm ama şimdi insanlığı varoluşun bu naif gerçeğinden soğutmanın ne alemi var? Onun yerine son günlerde en çok sevdiğim şarkıyı koydum. Yazıyı okurken açıp dinleyen olur, keyfi gelen olur.

Şakamaka baya kral bi insanım hee, iyi ki doğdum. 69'da bambaşka bi manidar yazıyla buluşuruz inşalla. (ne temenni edildi arkadaş.)

Newer Post Older Post Home

23 vatandaş cevab hakkı kullandı :

Ben 2 yıldır 30 yaşındayım valla.
Marjinal bir aksilik çıkmazsa, bir 7 ay kadar daha yaş değiştirmemeyi umuyorum.

Dün gece aynı konu hakkında konusuyorduk. aynı duyguları paylaşırım.
30 anlamsız ama 31'i bomba gibi kutlama taraftarıyım. 69'a gelince onun için cok baska planlar peşindeyim. omrum yeterse gündemden takip edilesi : )))
iyi ki doğmussun bu arada...

momos said...

bir zamanlar güzelliğin tanımı olduğunu düşündüğüm birinin kendi güzelliğine dair acımasız yorumları şaşırtıcı. benim güzelim mi güzel değil güzelin güzeli mi güzel olmuyor, anlayamadım. kafam karıştı.

iyi ki doğdun. iyi ki vardın. iyi ki varsın.

flashback ve flashforward. yine de insan sanmadan duramıyor.

Bunları yazmak için 30 olmayı bekliyordum, başlığı da şöyle bir şey: "30 yaş civarı gelen ikinci ergenlik bunalımı: insanın kendiyle ne edeceğini bilememesi"
Benimki öyle yani.
Çok yetenekli olduğumu bir gün keşfederler, bir gün paranın damınakoyarım zannediyordum ama buna da şükür. Bir gün peygamber olacağını sanmış birini tanıyorum. Onun hayal kırıklığıyla yarışamam.

mutlu yıllar =)

Ahh hayyy! :) şahane bir yazı olmuş. Ben de ilk iki kelimedeki vurgulu kahkaha efektimden de anlaşılacağı üzere, içi geçmiş, beterliği boşlamış, cücüğü kurumuş bir 30-2 yaş insanıyım.

outlaw said...

böyle bir yil önde gidip gelecek olan yasin da boktan olacagini haber vermek olmuyor ama...

Anonymous said...

sübhanallah my friend.

Anonymous said...

Daha once hic bir blog sayfasina yorum yazmamistim, ama yaziniz cok hosuma gitti... Daha bir 10 ay kadar 31'den muzdarip yasamaya mahkum bir hatun olarak, cok sevdim, okurken cok guldum ve kendime yakin buldum yazinizi... Gerci ben o Jules Verne'in gezginlik hayallerini gerceklestirirken, dediginiz gibi
"Beni annemden ne zaman istiycen leaan!" diyecek birini muhatap bulamayanlardanim, ama dertler farkli da olsa kadinlarin ruhu, sIkIntisi hep ayni sanirim...30'una vardiginda artik mutlu olacagini zannedip de bir turlu mutlu olamamak. Neyse, Insallah yeteneginizin kesfedilmesi icin 69'a kadar beklemeniz gerekmez :)

Mutlu yıllar D. Evet 31 yaş ne ilginçtir ki böyle başlıyor sorgulamalarla, öz eleştirilerle ama güzel devam ediyor bunu bilesin.

Yazan 31.5 yaşında bi 31.li

Doğum günün kutlu olsun :)

Travis said...

yaşını bilmem ama kendisi iyidir:)

Unknown said...

31! mutlu olmaktan baska çare yok!
31! mustafa sandal da demisti - Akışına bıraaaaak
31!31! mutlu olacaksın ki aşkı bulacaksın *Tanju Baba öyle diyor
31!31! olmuşsun ki hem yazar hem ünlü
gülmeden okuyamadım 31 ini
31!31! sen de kal sağ salim

E. Wsdm said...

31 sene geçmiş. hızlandır bir şeyleri, düşündüklerin gerçek olsun. yazar ol artık mesela, bunu istiyorum ben.

iyi ki doğdun :)

Anonymous said...

muah iyi ki iyi ki:)

İnsan kafacığının hormondu, ilk aşktı, gezme tozma, toz dumandı vs'den silkinip de -o da meraklı ise tabii- kalıp da şöyle bir etrafıa döndüğü yaşların ilki olduğu için 31, bence üniversite eğitimi tam bu yaşta başlamalı. Kimsenin okuduğunu meslek edinmediği dünyamızda zaten üniversitenin çalışma hayatı ile bağı koptu. Bu yüzden meraklı, iştahlı kafacıklar 31lerinde üniversiteye kabul edilsinler.

şiire devam etmemeniz büyük kayıp olmuş yalnız.

31 yaş yolun 1/3 ü eder

31 yaş yolun 1/3 ü eder demiş şair, rakamların dilene kulak verecek olursak, 3 ün 1 i eder, ayrıca 3 ve 1 eder 31.

Otuzbirinci yas gunumde daha once katiyen olmamis olan bir sey olmustu: sabahtan aksama kadar ziril ziril agladimdi. Viyana'daydim, ve buralari ozlemistim, kendimi, eski kendimi sandigim kisiyi vs..Annem de telefonda 'olur oyle o yaslarda bu bunalimlar, sonra ileride anlarsin ne kadar genc oldugunu 31ken ve yarappim ne de sersemmisim kendimi artik benden adam olmaz diye yererken ne de sefilce cahilmisim dersin' tarzi laflar etmisti (adam olmak mutlu olmakla es tutulabilir cok istenirse). Aglamam durduydu. Dogru soyledigini anlamaktan. Ayni laflari edesiyim..Ukalaliktan degil, bugun 43 olmaktan. iyi ki dogmussun bir de!

İnsanın kendiyle ne halt edeceğini bilememesi çok iyi özetliyo bence.Geriye dönük bi hesaplaşma, kimleri kazandım kimleri kaybettim neler bekledim beler buldum... Hayatın o kadar da matah bişey olmadığını anladığın zamanlar, aşkın da... Kimsenin gelip seni "bişeylerden" kurtarmıycağını, ya da sendeki cevheri keşfetmiyceğini görücek kadar büyümüş oluyosun tam bu sırada.Aşkın da geçici olduğunu,kariyerin bir yere kadar tatmin sağladığını, insanın aslında eninde sonunda mutlaka kendine kaldığını anlıyosun.Geçmişte olduğunu sandığın kişiyi, ve geçmişi de deli gibi özleyip bugün ne yöne gideceğini bilemeyen bir gemi gibi her rüzgarla sağa sola savrulmak gibi menem bişey işte 31 yaş. Bitmesine 12 güncük kala bana bunları yazdırdı ya 31 yaşım, ne diyim helal olsun ona.

Kendiyle ne halt edeceğini bilememek denirse güzel özetlenmiş olur, en azından bende böyle oldu.Kendini, hayatı, bugüne kadar yaptığın-ettiğin-kaybettiğin-kazandığını en çok sorguladığın, bilincinin, algılarının son derece açık olduğu, dolayısıyla hayalkırıklarının sağanak halinde görüldüğü zamanlar bunlar.Aşkın geçici olduğunu, kariyerin de pek o kadar da mühim olmadığını görecek kadar büyümüş olduğun ve bu büyümenin acı verdiği, ee şimdi nolcak deyip geçmişini ve geçmişte olduğunu sandığın kişiyi deli gibi özlediğin,aynı zamanda bir daha asla o kişi olamıycağını ve eski cehaletine dönemiyceğini bildiğin, rotasız bir gemi gibi gece vakti kaldığın denizin ortasında ve rüzgara kapılıp gittiğin öyle bir yaş 31.Bitmesine 12 güncük kala bana bunları da yazırdı ya, helal olsun 31 yaşıma, ne diyim.