Ana Bacı Yapma

Merhaba yolu feministlikten geçen herkesler. En baştan söyliyeyim; hepiniz haksızsınız.

Sırf AKP'ye muhalefet olayım diye kürtajı destekliyorsunuz. Zaten belli ki vicutlarınızı teşir etme fırsatının peşindesiniz.

***

Ülkede onca dert varken, neden hep kadınlar üzerinden siyaset yapıldığını, siyasetçilerimizin niye sürekli "ana bacı" yaptığını artık sanırım hepimiz anladık. Yine de kısaca bir örnek vereyim.

80lerde siyasi İslam yükselirken, beraberinde burjuvazisini de getiriyor. Yeşil sermaye oluşumu felan, o hesaplar. Lakin sermaye tabi, doğası gereği bir noktaya kadar iman yeşilinde kalabilen bir olgu. Paranın kendi dini, kuralları var. Velhasıl, yeşil iş adamları artık faizini de alıyor, gavuruyla iş de yapıyor. İslam'a bağlığını ise, pırıl pırıl türbanlanmış hanımı, bacısı üzerinden gösteriyor.

Şimdi de durum farklı değil. Hükümet ne zaman gündemi bulandırmak istese, başlıyor aynı "ana- bacı" türküsüne. Bi bakıyorsun aylarca türban konuşuyoruz, bi bakıyorsun aylarca kürtaj diye debeleniyoruz.

Demek kii, ana ve bacılar ülkeye sürekli dert oluyor, siyasileri tasaya sokuyor.

***

Geçtiğimiz haftayı canım ülkemin ölüm istatistiklerine bakarak geçirdim. Hakikatten tuhaf şeyler öğreniyo insan internetten, yasaklamak istemeleri çok normal. Öğrendiklerim az buçuk şöyle:

Türkiye mortalite istatistikleri

- Yıllık 1500 işçi ölümümüz var mesela; madencinin, tersane emekçsinin kaderi klasmanında. (Çünkü iş yerinde kaza, önlenemez bişey- kürtaj gibi hoop yasaklayamıyorsun).

- Gene yıllık 300 bin adet ölümlü- yaralanmalı trafik kazamız var; 6- 7 bin mukadderat eder nereden baksan. (Takdir edersiniz, bunu da önlemek için milyonlarca şöförü eğitmek, cezaları uygulatmak, yolları, trafiği düzenli hale getirmek felan lazım. Kim uğraşcak müdürüm afedersin?)

- E her sene bir 5 bin adet, sağlı sollu, bizli onlarlı terör zayiatımız zaten, kısmet. Şimdi "terörü bitiricez" derler, 2 gün sonra "cevabını en sert şekilde vericez" derler. Bugün "Barıştık, dağdan meclise gelin, yaşasın demokrasi!" denir, yarın BDP'de tutuklanmamış kimse kalmaz.

- Yine istatistiklere göre, kalkınmamız çok iyi maşallah da, çocuk ölümlerimiz azalmamış be pampa. Anne ve bebeğin yetersiz beslenmesi, sağlıksız hamilelik - doğum koşulları, çocuklukta az besin ve hastalık derken, 0-7 yaş arası ölüm oranı %7.

- 10 yılda bir, kafadan 30 binli bir depremimiz hiç eksik olmaz. Çünkü depremde yıkılmayan bina inşaa etmek imkansız. Çünkü ihaleleri birilerine peşkeş çekmeliyiz. Çünkü şehirleşmeyi kontrol edemiyoruz. Çünkü bunlar, kadınların .mını kontrol etmek kadar kolay değil.

Tüm bu verilerden yola çıkarak hükümeti haklı bulduğumu belirtmek isterim.

Yılda 70 bin istenmeyen çocuk bu ülkeye az bile. Bu kadınların daha da doğurması gerek. Zorla ya da güzellikle...

Hazır yeni, illaki çok demokratik anayasamız hazırlanırken, daha müreffeh bir ülke için, benim de bir takım naçizane önerilerim olacak.

Hükümete Sonraki Adım Önerileri

- Kuku sahibi her TC vatandaşı en az 3 kez doğuracak: Böylece işsizlik de tamamen ortadan kalkar. Zaten vaktiyle çalışma bakanımız dediydi; işsizlik, kadınların ellerinin hamuruyla iş yaşamına girmesinden kaynaklanmış. Eee, 3 çocuk yapan kadın kariyeri zor bulur, böylece beylere iş yaşamında kolaylık sağlanır.

- Zina yasaklanacak: Zina yaptığının bilincinde olan feminsiter doğurmuyor. Artık fantezi peşinde felan mı, orasını tam bilemiyoruz ama zina esnasında ortaya çıkan kıymetli "erkek özü"nü boşa harcıyorlar. Hoş değil.

- Her aile bir çocuğunu doğmadan devlete vakfedecek: Belli iş kollarında grev hakkını yasaklamak yeterli değil. İdeal, müreffeh Türkiye için, üretimin hiç düşmemesi gerek, bize devlet için çalışan bir nesil gerek. Sonra bunun iç savaşı var, BM'si var. Hükümet denetiminde daha çok asker de gerek.

- Feministe tecavüz serbestleşecek: Birisinin anası veya bacısı olmayan tüm kadınların "o biçim kadın" olduğunu artık hepimiz biliyoruz. Anayasal olarak da kabul edelim gitsin ayol. Adaleti binlerce tecavüz davasıyla oyalamayalım PLS.

Unutmayalım, kadının doğru hali, ana hali, hadi bilemedin bacı halidir.

Geri kalan kadınlara cennet yok, ne bu dünyada ne de ötekinde.

biterken,

ayşe arman "benim bedenim benim kararım" cümlelerini göğsüne yazmış. memesine değil ha, iman tahtasına. bunun üzerine cüneyt özdemir beyler "ayşe gene soyunmuş" olarak algılamış - tweetlemiş olayı. ayşe gene soyunmuş evet de, senin akit'ten ya da yeni şafak'tan ne farkın kaldı be cücü?

kısmet şov 10 haziran akşamı IF Ankara'da. bi arkadaş bulursam sabahtan gelicem, pazar gününü nezih Ankara'mızda geçiricem. fyi.

ve hayır, görseli ben yapmadım. hazır yapılmışı vardır.

ve "ana bacı yapma", "veni vici vokey" melodisiyle söylenecek.

Related Items