Kısalar 3 - Amsterdam Merkez (Akıllı Olsun Herkes)

By | 4/30/2012 8 comments

Prins Hendriks oteli, sentrıl steyşına, yani Amsterdam'a girilen kapıya bakıyor. Camın önünde, çalmayan kornaları, kafa delmeyen inşaatı, klise çanını, tranvayların tıkırtısını, bisikletlerin rüzgara hışımla dalışını, turist kafilelerin bebek adımlarını dinliyorum, gözlerim ardına dek açık.

İki sokak gerimizde kerhaneler var, sonra uyuşturucu satıcıları. Seks dükkanları, dikiz şovlar, sarhoş İngilizler, camda müşteri bekleyen hanımbeyler, ergen Avrupa veletleri, geçkin seks manyakları, keşler... Ve sabahın sekizinde, diş macunu almak için mahalleye girdiğinde, ne bir köşede kan- kusmuk - çiş ve gözyaşı görüyorsun, ne de en ufak bi korku geçiyor içinden.

Burası Amsterdam merkez. Herkes bi şekil akıllı.

***

Yine, yeni yeniden, koca şehirdeki en tipsiz insanlarız. Joordan'ın moda çekiminden fırlamış, Bradangenilna çifti, yan masada taze naneli çay içiyor. Önce kaba garsonumuz, bir miktar izledikten sonra medeniyet derecemizi gözü tutmuş, kibarlaşıyor. Sürekli "here you go" diyor bu şehirde turistlere hizmet eden Amsterdamlılar. "Paranı ver ve git" diye çeviyorum Türkçe'ye.

Kolay değil tabi, yetiştirdikleri en mühim sanatçıyı bile köylü buluyorlar. Ah yavrum Van Gogh, yine beraberiz. Rhjyk'in önündeki geniş çimenlikte, bulutlar ne kadar heybetli, ışık kendinden ekspresyonist; sürekli resim yapasım geleyor.

Ceplerim hala griple terbiye, onlarca kirli peçeteyle tıka basa dolu. İş bu sebep, aldığım ilhamın yarısını, bir kanal kıyısında unutuyorum.
Newer Post Older Post Home

8 vatandaş cevab hakkı kullandı :

anima sola said...

ne güzel de geziyorsunuz. avrupalı -avrupa kıtasında yaşayan insan yani- cebine bir miktar para koyup dilediği yere gidebiliyor ya acayip imreniyorum.zaman zaman kinlendiğim de oluyor tabiiisi.yaşadığım şehrin dışına ölüm-kalım,düğün-doğum olayları dışında çıkamadığımdan mıdır nedir gezen insan en şanslı insan gibi geliyor bana.benim için bir fotoğraf çekmez misin?
adı anima sola olsun fotoğrafın lütfen.

sevgili anima sola, seni nasıl anlıyorum... cebime para koyup avrupayı gezmek için, geçen yaza, yani 32 yaşıma kadar beklemem, 8 sene çalışmam gerekti.

evet biz kısıtlı kaynakların çocuklarıyız. ama bi yandan, bu dünya bizim de dünyamız. ben senin için foto çekerim elbet ama sen de benim için biraz para biriktirip, mutlaka gez olur mu?
lav.
d.

cheja said...

hele de hoduk garsonlariyla (ve ekseriyetle berrbat yemekleriyle) nasil renkli gozumde canlandi. gecen senenin temmuz'unda amsterdam'la beraberdik; rijks'in tadilati ve bitmek bilmeyen yagmurlari ile buyuk kazik atmisti ama grachtlarini ozledigimin sehri ile bu sene de kavusmayi umuyorum. yalniz su stedelijk de rijks de FUL acilmis olsun (senin blogun cok okunuyor, buradan yetkililere sesleneyim dedim.)

kisiz en hagz.

Bir sure daha buradaysan bi nane cayi ismarlayam he? Blogcu blogcunun dostudur nasilsa.

(dipnot, ciddiyim)

@cheja stedeljik hala kapalı, umarım sen gidene kadar açılır.

@operadaki fantom döndüm ben, bi dahaki sefere gelmeden haber vericem madem.

Deniz said...

@cheja & @deniz hanimlar,cildirmayalim stadelijk' in 2017 den evvel acilacagina inanmiyorum ben. Olayi gerekirse yuksek mercilere citlatirim ama hollandalilar kicini kiprar mi bilmiyorum.

stedelijk 23 eylül'de açılıyormuş. sitesinden baktım. hem valla, hem billa.

Geçtiğimiz Kasım yında 5 günlüğüne bulunmustum bende.
O anlattıkların gercekten Türkiye de olsa var ya...her bir köşede kan- kusmuk - çiş ve gözyaşı görürsün.

Medeniyetle ilgili değil bunlar.
Ben şunu farkettim.Bu adamlar sadece kendileriyle ilgileniyorlar.Abi seni süzmüyolar bile.