Karı Gibi Yaklaşımlar

By | 1/20/2012 25 comments

Merhaba,

Ben tipik bir beyim bilir kadınıyım. O olmasa buraya yazamam. Yazmayı zaten bilmiyorum. Bi'şey yazacağım zaman beyimi "ekstörnıl hard disk" gibi bi kenarımdan sokuyorum, o şekil klavye başına geçiyorum.
Açıkçası tek başıma bi yere gidememeyi, her yerde beyimin koluna minik bir maymuncuk gibi asılı kalmayı, gün ortasında beyimsiz şehirde yön bulamamayı öğrenmem kolay olmadı.
Ama başardım.
Siyasi ve dinim görüşüm; yetmez ama beyim bilir.
En sevdiğim kelime; penis.
En sevdiğim renk; mor.
Bence bi kadın ancak ve ancak beyi üzerinden prim yapabilir, ondan aldığı güçle ayakta kalabilir.
Kendim dahil tüm kadınlar hakkında, aynen böyle düşünüyorum.

***

Şimdi, böyle bi giriş yaptım çünkü bundan bi iki hafta önce, bu kafanın komik olduğunu düşünmüştüm.
Çünkü tahmin edersiniz, "beyim bilir" kadınlarına tavır olarak karşıyız.
Hep birlikte, top yekün.

Ama bi de işin öbür yüzü var. Her kadına "Hııh, beyi olmasa bi skim olamazdı" diye yaklaşan, karşısındaki dişinin en ufak muvaffakiyet belirtisinde hemen ardında bir destekçi arayan, kadının zenginine, güzeline, çok gezenine, keyfi yerinde olanına asla tahammülü bulunmayan bir toplumuz.
Bu toplumun büyük çoğunluğu ise, yine biz kadınlardan oluşuyor.

"Karı gibi" kalıbının pejoratif anlamı, bir başka yazının konusu...

Şimdi gelin itiraf edelim, ben dahil hepimiz, başarılı manitaya sahip kadınlar hakkında atıp tutmaktan kendimizi alamıyoruz. Onları birer insan olarak görmektense, adama yapışmış kan emici keneler olarak yaftalamaya bayılmaktayız.

Hayatımıza fişşek gibi giren Karolin Fişekçi vaka-i vakvakiyesinde, yine benzer durumlar yaşandı. Kızı bi recm etmediğimiz kaldı, ki bunun sebebi Orhan Pamuh hakkında konuşması. "O benim sevgilim, Allah ne verdiyse seviştik" gibi beyanatlarda bulunması. (ki gerçekten çook ayıp)

Ah Orhanım Pammuhum, onun kekeme ağzı, onun dil kabiliyeti olmadan dünyanın en iyi romancıları arasına girebilmekteki kusursuz başarısı...

Orhan o kadar başarılı ki Allahım, normal bi yazarın kitap girişindeki biyografisi 4 satır sürerken, bunun ki a4'lere sığmıyor. Tam bir ödül avcısı kendisi, tam bir edebiyat şampiyonu. Zaten edebiyatta önemli olan tabii ki, ödüldür. Bugün dünya klasiği olmuş eserlerin yaratıcılarına bir bir bakın, hepsinin salonlarında içi madalya dolu büfeler bulacaksınız.

Neyse ki, konumuz Orhanım Pamuhhumun über goygoya bulandırılmış, teknik kusursuzluk bröveli romanları değil. Pamuk apartmanında oturup, hayatı boyunca bakkaldan ekmek bile almasına gerek kalmadan geçirdiği son kerte steril ve kaliteli yaşam içinde, el değmemiş bir elitizm sembolü olması hiç değil.

Pek saygıdeğer Pammuh anladığımız kadarıyla, kendisinden 30 yaş genç Fişekçi'ye küsküyü az buz değil, 2,5 sene boyunca itelemiş. Karolin de buna bi noktada son derece normal bi insan gibi "Nereye gidiyo la bu ilişki?" diye sormak gereğini duymuş. Ayyy ne büyük kezbanlık!!

Çünkü eğer ünlü bi sanatçıyla beraberseniz, o ilişkiye yaptığınız yatırımın hesabını sormamanız gerek. "Bana seninle ve kreatif enerjinle geçen dakikalarım yeter aşkitom" şeklinde bir teslimiyetçiliğiniz olması lazım.

Orhanım Pamuhhum o noktada sanıyorum o kekeme haliyle yine iki lafın belini bükememiş ve Karolin'e "İlişkimizi babamın bavuluna koydum, şimdi Ermenistan yolunda. Gazoz kapakları ve bir gün." gibi son derece sanatsal - mıymıy bir cevap vermiştir. Ne adam gibi kıza "E tatlım biz sadece yiyişiyoruz sanıyordum, yoksa ilişkimiz mi varmış?" açıklamamış, ne de kızı layıkıyla sahiplenmiştir.

O noktada Karolin'e bi titreme geldi sanıyorum. Durup durup, "Eee, ben de bunları biir bir açıklarım. Medya top üzerindeki kırmızı gecelikli fotoğraflarım altına, hakkımda yarrak yürrek şeyler yazar. Hayat bana güzel." kafasına girmesi, genel deliliğinden değil.

Hep diyorum, gene derim: delirene değil delirtene bakacaksın.

Sonrası tabii, dokunulmaz sanatçı, ulu Nişantaşı büyüğümüz Orhan'dan mahkeme celbi olarak kendini gösteriyor. Çok asil bi hareket, aferim. Medyanın bu celbe "Yuh ulan! Kızı ekmek arası mıh mıh yerken iyiydi." dememesi, cümbür cemaat zevke gelip "Orhan Pamuk'tan emir geldi: Karolin kapa çeneni!!" başlıkları atması çok normal. Öyle ya, genç bi çağdaş sanatçı, üstelik karı, hemide Ermeni karısı, sen kimsin ki koooskoca Orhanımız Pammuhumuza laf atıyon haa?

Büyük resme baktım, hepimiz karı gibi çıkmışız

En başta sen, sevgili rekortmen edebiyatçı Pamuk. Yaşadığı şeyin ne önünde ne arkasında duramayan, kadını lanetlemeye dünden teşne bir toplumda, el ele tutuşup, göz göze bakışmış olduğun bi insanı, sik gibi ortada bırakan ve bu insanla ancak avukatı üzerinden iletişim kurabilen dahi sanatçı!! Karı gibi kaçmışsın işte, ötesi var mı?

Peki ya bizler? Medyasıyla, twitleriyle, sözlükleriyle "Yaa işte kızım, çok konuştun, aldın celbini", "Reklam yapmaaa şellafe", "Bunlara az bile, vurun kahpeye" çığlıkları atan sevgi dolu kalabalık? Ne güzel vicdanmış bizimkisi.

O zaman hiç biriniz "2 yıllık sevgilim, aslında sevgili değiliz açıklayıp kaçtı" diye ağlaşmayın. Sakın ola beyiniz hakkında ağzınızdan iki dirhem söz kaçırmayın. O izin vermezse değil Ayşe Arman'a, üst kat komşunuz Mualla teyzeye bile konuşmayın. Sonra alırsınız celbinizi, millet kına yakacak yer bulamaz.

Hülasa, Karolin hanım, dünyanın en seksi sanatçısı değil, başı bağlı bi ev kızı olsaydı da sonuç değişmeyecekti. Bu sefer, "gizli şellafe", "sen kim, Pamuk kim?", "Çok koca istiyosan görücü usulü var" diyecektik kendisine. Çünkü aslen Karolin'in kim olduğunun önemi yok. Biz bu muhitte kadınları sevmiyoruz, onları küçümsemek için hiç bir fırsatı kaçırmıyoruz.

Bunu en çok da kadın kadına yapıyoruz ki, erkek dünyasında, ancak erkek kurallarına göre oynayabildiğimiz bu lanet oyunda, puan kazanalım.

Aferim kızlar, aferim. Durmak yok yola devam.

Biterken,
Beni Yiğit K. ile bi ortak paydada erittiniz sonunda, dur bakalım, devamı noolacak?
Şimdi ben aslında yine bi toplantıdayım, çıkışta arıycam, öpüyorum, kıps, bay.
Newer Post Older Post Home

25 vatandaş cevab hakkı kullandı :

habertürk'de orhan pamuktan laf açılınca saçıyla başıyla oynamasına ne demeli?

Siminya said...

ohh bi rahatladım ki, helal bacım

mamba said...

ya pamuk amcanın bide asıl sevgilisimi ne varmış olayıda tm bilmeyerekten bodoslama yazıyorum amma konunun özüne vakıf oldum erkeğin elinin kiri işte ..der geçeriz..azına eline sağlık annem;)

Anonymous said...

benim icin hatun dusmani diyorlar ama hatunun en buyuk dusmaninin hemcinsleri oldugunu cok guzel anlatmissin.

tebrikler ettim.

:)) İyi olmuş bu.

mista bumbastik said...

ve fekat her ne kadar bi takım tespitlerinizde(tesbit mi yoksa?) size katılsam da, kadınlar; erkeğinin gücü sayesinde güce erişim hakkını ellerinde tutarlar. sırf bu sebepten değil midir ki hayatta "first lady"lik diye bi müessesenin olması? kadın, kocası reis-i cumhur diye en birinci hanfendi olmaya hak kazanır. ama tabi först leydi var först leydi var. nerde hayrünisa güüül, nerdee semra sezer...

Hich said...

ulan bigün beni gülmekten öldüreceksin!!!! akıllı akıllı bişeyler yazıym şuraya da gözüne giriym dedim, gülmekten edemedim XD

Anonymous said...

oohh be süperdi ağzına sağlık:)

e hiç benlen aynı fikirde olmayan yok mudur?

Siminya said...

ııh böyle iyiyiz aadfsfa

heyyola said...

madem ayni fikirde olmayan ariyorsunuz sorayim : kalbini kiran orhan pamuk oldugu halde kiran desai'ye saldirmasini, orhan pamuk donse hala beraber olurum demesini feminizmin neresine oturtacaksiniz acaba?

@heyyola öncelikle bana bu fırsatı verdiğiniz için teşekkür ederim:)
sonralıkla, karolin'in feminizm ölçüsü, göreceli gurursuzluğu yahut kıskançlığı bizi bağlamaz. bağlamamalı.

kocasından sokak ortasında dayak yerken, kendisini kurtaran insanlara "beyimle arama girmeyin" diyen kadınların yaşadığı bi toplumda, ki o kadının durumu da başka bir acıklı yazı konusudur, karolin'in tepkileri çok acaip karşılanmamalı sadece.

evet, kız bence de biraz denyo. ya da iyice delirdiğinden denyoca hareket ediyor. ama bu bütün bi millet olarak, ne yaşadığını, nasıl yaşadığını, neden bu hale geldiğini bilmeden kıza saldırmamızı gerektirmiyor.

kısacası demem o ki, feminist olan benim. sokak ortasında dayağını yerken bile beyinden medet uman kadını da korumak, ona başka bi varoluşu olabileceğini gerekirse bin defa anlatmak, benim görevim.

hepinizi öpüyorum bi de. dışarısı çok soğuk, dikkat edin e mi?

aynı yerden kadına erkeğe bak bak aynı şey çıkmoor mu ortaya.. aynı yer çünkü, bakılan yer orası..

üzerine bu kadar aynı düşünmeye değicek bişimi bi orospunun bir orospu çocuğuyla ilişkisi..

ha hayır orospu değil o dersen, annem orospu olmayanı bulursan al kuş sütüyle besle sonra dondur 50 sene sonra çözsünler insanlık için derim..

insanlık hakkında, bir bütün, bir grup, bir komün vs. artık ne sikse düşünmeyi de aptalca buluyorum, bi süre sonra, şu an mesela..

yıllar geçiyore deniz, sonra işte senin karakterinde boşluk görüp doldurduğun femme fatal hareketlerde değerini yitiriyo.. sadece başkasının gözünden diil kendi gözünden..

şöyle bi vidyoya denk geldim..

http://vimeo.com/34341208

sinema heveslisi gençlerin klasik yada klişe olmuş bir filme erekte olması gibi beynim boşaldı.. bi anda sakinlik çöktü bünyeye.. assiktir lan bu muymuş falan dedim.. isteyen izlesin işte ne kadar zekiyse o kadarını alsın, üstünü bıraksın.. anlamayanlar şey desinler mesela, bişi demesinler, artık bi sussunlar..

en klişe haliyle dünyada çok şey oluyo, hiçbi sik olmuyo.. sizin cins ademle havvadan beri am satıyo, bizim cinste enini, boyunu, kasını, havasını, artık ne sikse am parasına çevirip market alışverişi yapıyo.. ademle havva diyince atlayanlar olur kesin, bişi demicem, atlayın.. devam..

sonra sen işte misal, kadın odur, budur, böyle olmalıdır vs. sayıp döküyosun.. tanımdan çok istek var içinde, böyle olmalıdır diyosun.. e ama deniz öyle olmuyor işte, olması da mümkün diil.. durumu hala çüklü, çüksüz sıfat tamlamasına sığdırmaya çalışmak nası bi kafadır hatun..

kadın olduğundan dolayı utanıp, sanki eksik bir malmış, üretim hatasıymış, pakede çük koymayı unutmuşlar gibi davranmak seni kurtarıyor mu, aşağılıyor mu.. niye bunu yapmakta ısrarcısın.. niye abi hakkaten bu nefret niye.. burdan pişkoloşik bi sik falan açıklamıcam, ahaaa kişi aslında kendinden nefret ediyor falan yok..

sen bunu yaptıkça ve standart insan, standart kadın burda, sokakta vs. götünü yaladığında gece daha mı rahat uyuyosun nedir.. allahım bugünde acındırdım..

bigün hiçbir orospu ve orospu çocuğu hakkında konuşmadığımızda, çokça konuşup herkesi istenen standarta çekmediğimizde yukarda ki vıyvıyların bi sonuç vericek..

spesifik birileri hakkında konuşmak toplumcanın temel mekaniği, bu sayede normal oluyoruz, normalleşiyoruz..

normal dediğinde ezber bisürü sik işte, allah var, kadın amlı, erkek çüklü, evlen, iyi ol, ahlak, vicdan..

bunların olduğu yerde biz seninle eşit olamayız, sadece kadın erkek diil, kendi türlerimizdede eşit olamayız, ırklarda eşit olamaz.. bunu göre göre hala daha amlı orospu muymuş, sikli hata mı etmiş..

hee öyleymiş..

Güzel yazı hazırlamışsınız paylaşım için tşkr. sosyalmedyatv sonrasında blogunuz ile tanıştım....

Anonymous said...

Ey blog sahibi,
Senin bu programda ne işin var..hele de bu kadroyla.
Keşke olmayaydı. Biz seni blogda seviyoruz.

Anonymous said...

Deniz

Güzel bir yazı, beyim bilir kadınlarını ne guzel anlatmıssın ancak senın yorumlarında eksık olan bır sey var onuu burada da gordum, magazın dunyasının ıcınde degılsın, kadınların da ne kadar hırslı , popodan uyduran modellerı oldugunu bılmıyorsun, unlu olmak ısteyen bır bıtık caroline, hepsı bu, belkı bır kac kes yatmıslardır ama 2.5 yıllık ılışkı olsa ınan bu tıp modeller bu kadar susmazdı, daha ıkıncı yada ortalıktaydı, sevgıler cnm

Karolin Fişekçi hakkında biraz fikir sahibi olabilmek için Bir+Bir'in Ağustos 2010 nüshasındaki ropörtajı okunmalı.. Ben Orhan'cıyım arkadaş! Ve bence tüm bunların feminizm veya medyadaki ağır erkek egemen dil ile bir ilgisi yok.. (öyle bir dil var evet, ama allah aşkına Karolin'in 80 ayrı yere verdiği ropörtajların bütününe bakın, deli saçması. Küskü sayısı veya süresi ne olursa olsun -ki bu hususta da niye Pamuk'a değil de Karolin'e inanıyoruz??- hiçbir insanın diğerinin mahremini medyaya böyle dökmeye hakkı yok) Tamamen Karolin'in tehlikeli bir deli olmasından kaynaklanıyor bence.

Anonymous said...

yalnız maalesef bu hakli olarak elestirdigin tavrın ta kendisi karolin fşsekci'de de var. orhana hic bayılmam, uyuzlugundan tansiyonum duser, icim kıyılır, ama bir taraftan feminist, anti-militer durumlar performe edip, ardından f. altaylının karsısında "valla erkek gibi davranmadı, delikanlı olan soylerdi..." gibi konusan karoline de bayılamıcam.
demet

rumeli said...

Elinize sağlıki sığ karakterli satılık insan ziyanlığınını hangi işi doğru ki.Aslında ona SİSİ bile çok.Ucuz yaratğın erkekliğinin de tartışmalı olduğu öyle yada böyle mahkeme muhabbeti ile açığa çıktı.Asena yı kurşunlatan zihniyetle hiç farkı yok.Eğer başarılı bir erkek olaydı hatun onu diline dolamazdı mutlaka maddi bağlantı yada etiket istifadesi var.Ne olursa olsun Keşanlı ALİ nin onda biri olmayacak kadar böcek bir herif.Hatun az bile yapmış...

Anonymous said...

hemcinslerini aşağılayarak prim yapan geri zekalılar kulübü kurmak istiyorum sırf bu yüzden.

bermans said...

yazını çok beğendim ama seninle aynı fikirde değiliz.
şöyle ki, ben, kadınların erkekegemen kültürden dolayı aşağılandığı ve eksik bulunduğu bir toplumda, aklını daha çok kullanarak en önce kendi kendisine sahip çıkması gerektiği kanısındayım.
nasıl ki, bir kadınla olan mahremiyetini pervasızca gözler önüne seren bir heriften "yuuhh öküüüüz" diye bahsediyorsak, aynı şeyleri hemcinslerim için söyleme hakkım da var.
misal olarak, fenerbahçe-galatasaray çekişmesinde galatasaray'dan "ebedi karımız" diye bahseden bir dişiden tiksiniyorum. çünkü galibiyeti erkeklikle eş gören bir söyleme, bir kadının da destek verdiğini görmek beni bozuyor.
velhasıl, kadın veya erkek, insan olan önce kendine sahip çıkacak. eğer böyle sınırlı bir ilişki istemiyorsa baştan uyanacak. kabullenip devam ettiyse de mahremiyetini kendi içinde yaşayacak. yok mudur bir kadın tarafından sadece yatak arkadaşı olarak görülen, birlikte gezilmeyen, "bu sevgilimdir" diye takdim edilmeyen bir ademoğlu? bu adamın cinnet geçirip de ilişki ayrıntılarını bir bir ortaya dökmesini, erkeklerin desteklemesini beklemek saçma değil mi?
bence karolin'i kınayan herkes "ben bilmem beyim bilir"ci değildir. basın-yayın organlarının intikam aracı olarak kullanılmasına karşı olan birileri daha vardır mutlaka. yeri gelir, koluna başka adam takıp eskisinin gözü önünde cirit atarsın, yeri gelir allaha havale edersin. ama ne yaparsan kendi kendine yaparsın. benim görüşüm de budur.
sevgiler...

Yazıyı okurken eğlendim. Ama Orhan Pamuk 'un kekemeliğine neden bu kadar takıldığını anlamış değilim. Bu onun karakteriyle ve bu olayla hiç alakası olmayan bir hastalık, disability (neyse işte). Onca şey varken (ki malzeme deli gibi bol) fiziksel kusuru veya hastalığı ile iğnelemek ve dalga geçmek zaten bu basit olayı iyice evlere şenlik yapmış.

evet, sayın pamuk'a daha az laf soksaydım iyiyidi.
bu arada pamuk kekeme değil, yani disabilty düzeyinde. sadece ifade kaabiliyeti sınırlı.
neys. doğru yorum lakin, mersi.

bermans said...

bugün ben bi misal buldum:
http://www.hurriyet.com.tr/magazin/magazinhatti/19966183.asp

makyöz kadının ifadesine dikkat!!