Yolu Sevgiden Geçen Herkes

By | 12/05/2013 8 comments

Az önce ekşi'de bir video izledim. Başlıkta yazdığına göre, PKK militanı Kürt kızları toplanmış, kamera kızların yüzlerinde dolaşıyor. Nerede olduklarını göremiyoruz. Kızlardan biri, başından geçen ölüm kalım meselesini anlatıyor. Bölgede arama yapılırken bir asker, kızı görmüş. Sarışın yeşil gözlü bir askermiş. Bir dakika bakışmışlar, süre kıza çok ama çok uzun gelmiş. Sonra asker komutanına dönüp "burada kimse yok demiş". İşte o günden beri kızımız, Türk askerine karşı daha bir başka hissedermiş.

Video burada bitiyor. Biz o kızı, o kızların hepsini belki de son defa görüyor, sonsuza dek kaybediyoruz. Canlılar mı, öldüler mi, bir dağda tecavüze mi uğradılar, bir düğünde berdel mi edildiler, yaşlı bir adama mı satıldılar, hapse mi düştüler, oralarını bilemiyoruz. Pek bişey bilemiyoruz zaten bu ülkede, 30 sene kim ne için savaştı bilemedik mesela. Gezi oldu, tv'lere inanacak olursak, hangi çapulcu, ne vandallık etti, bilemedik.

***

Çocukluğumun TRT bültenlerini hatırlıyorum; ölü ele geçirilenleri yan yana dizerler, kamera üzerinde pan yapardı 8 haberlerinde. Örgüt evlerinden de bazı bazı, çeşitli baskınlarda ölü ele geçmeler olurdu. Bereket biz büyürken askeri vesayet vardı da sol-sağ terörü azalmıştı. Sonra yine çok bereketli bir ülke olduğumuzdan, askeri vesayet de kalktı. Sonra sokağa çıktık, sonra arkadaşılarımızın kafasını kırdılar.
"Demek biz de devletin şevkatini tadabilirmişiz" dedik.
"Demek devlet şevkati böyle oluyormuş; birileri yoğun şevkat altındayken ölürse, tv'ler üzerine pan yapıyormuş." dedik.
Bunu bizzat yaşamak, bence en değerli tecrübelerimizden biriydi.

***

Sözlükte videoyu izledikten sonra altındaki yorumlara baktım. Yine, 2000'lerin başındaki sözlüğü özledim. Bir yandan yaşadığım nostaljinin bir anlamı yok. O vakitler çok küçük, fazla homojen bir kitlenin yazdığı ekşi sözlük şimdi ve neredeyse, Türk toplumunun genelini anlatıyor. İşin bu noktaya gelebilmesi, her sesin sözlükte varlık gösterebilmesi için aşırı emek harcandı üstelik. Bunları biliyorum ve yine, bazı entryleri okurken, "Sizin harcadığınız oksijeni..." demeden duramıyorum.

Ve hatta duramadım.

Elimde değildi; kıza önce çirkin, sonra .rospu, sonra bilmemne diye yardırmışlar. Çünkü bütün mesele bunlar. Devletlerin, politik sistemlerin yönettikleri insan gruplarını birbirine kırdırması hiç problem değil. Bunu tarihin başından beri yapıyor olması, ok, insanlık hali ve takdiri. Bunu hala yapabiliyor olması, 2013 yılında insanlığın "lan biz 8-10 bin yılda hiç mi bişey öğrenmedik la?" diyememesi çok doğru.
Bir tek, kızın çirkinliği ve Türk askerine ölüm kalım anında gönlünün kayması yanlış.
İki insanın korkunç bir durumda, olabilecek en talihsiz durumlardan birinde karşı karşıya gelip, birbirlerinin canına kıyamaması yanlış. Buna gönüllerinin elvermemiş olması ve bu hatıranın genç Kürt kızlarını hülyalara daldırması (güzel değil) yanlış.

Bu yani, bunları yazabilen adam için, hayat bundan ibaret.

***

Bazen şovlarda tek tük, hiç gülemeyen insanlar görüyorum. Bizim güldürmeyi beceremediklerimizi, ya da kızdırdıklarımızı bir kenara ayırırsak, hakikatten, Cem Yılmaz tabiriyle "hiç gülmüş mü?" tarzı insanlar. Gülmek bir refleks, şaşkınlık, tufalık karşısında istemeden, elde olmadan verilen. Öte yandan refleks de bir yere kadar. Sonuçta şakanın güldürebilmesi için, çarptığı bir yüzey olması, orada kırılması lazım.

O yüzey de işte, düşündüklerin, bildiklerin falanlar ve filanlar.

Fakat o yüzey olmazsa mesela, orayı yapmak için gerekli laminatı bünyeye hiç almadıysan, sana yapılan şaka evrene rastgele atılan bir taş gibi "pihuuvvvv" diyerek sonsuzlukta kaybolup gidiyor.
Sana dedim ama üzerine alınma.

Sen derken, o, yüzeysiz olan.

İşte burada genelde ikileme düşüyorum.
Bence yazan çizen, bu işleri gönül işi belleyen her insanın yolu boyunca birkaç kez aklına düşüyordur bu sorular.
O yüzeyin varlığından ne kadar sorumluyum?
O yüzeyi önce oluşturup, sonra mı üzerinde bişeyler kırmalıyım?
Yoksa sadece belli yüzeylerde mi çalışmalı, gerisine hiç karışmamalı mıyım? Dedim ki karışacağım, hem insanlarda belli yüzeyleri oluşturmak ne kadar sürüyor?
Buna (bu ülkede) ömrüm vefa eder mi? Ben komple herşeyi bıraksam mı?

***

Tomris Uyar, bu karamsar tablo içinde havadan sudan şeyler yazmaktansa, hiç bir şey yazmamayı tercih edenlerdenmiş. Kelime kelime bilmesem de, böyle bir beyanatını net hatırlıyorum. Bazen onu düşünüyorum. Ülkedeki tablo hala karamsar; insanlar grup grup birbirine nefret kusarken, şöyle ya da böyle tüm iktidar odakları bunu destekliyor. Üstelik bugün, belki her zamankinden bir tık daha karamsar bir tablo var. Zira iktidar hem cahil hem de zengin. Üstelik gücünün sınırlarını dibine kadar zorluyor.

Ama sürekli bu karamsar tabloyu yazmak, sürekli insanların birbirinden ne denli tiksindiğinden, zaten cahilliğin diz boyu olduğundan, dahası değişmediğinden bahsetmek, o pkklı kıza (neden pkklı oldu, birini vurdu mu, dağa çıkmaaktan başka bir şansı oldu mu hayatta, bilmiyoruz, bilemeyeceğiz) hakaret edenlere cevap yetiştirmek, geri hakaret basmak (Tomris bundan bahsetmiyordu büyük bir ihtimal), kısacası yardırmak, çok ama çok yardırmak, beni yine boşluğa, anlamsızlığa düşürüyor.

Hatta düşürdü.

Kısacası, düşmanlıkla barışmanın bir yolunu arıyorum.
Yolu sevgiden geçen herkes, (Allahın adını verdim) 4square check-in yapsın.
Zira bu ülkeye hem yepyeni, hem de en pırılından bir yüzey döşemek lazım. 


biterken,
ruhum kokoreç gibi oldu; kirli ama tadı nefis. hele bir de sarhoşsan bebeğim, hele bi de sarhoşsan...
bu ay sizi nerelerde beklediğimi henüz bilmiyorum. bilince söyliycem, siz yine gelmiyceniz.
aman neyse.
Newer Post Older Post Home

8 vatandaş cevab hakkı kullandı :

Unknown said...

evet güzel bi raslantı olsa gerek araştırırken raslantıyla seni bulmak güzel oldu bundan sonra takibine devam edicem ;)

Unknown said...

Çok başarılı bir yazı olmuş. Başarılı olmasının ötesinde, doğru ve yanlışın da ötesinde akılcı olanı sunmuşsun.
Ayrıca o kız ile askerin karşılaşmasına dair bir rastlaşmayı Mehmet Eroğlu Fay Kırığı 1 adlı romanında güzel anlatmış. Tavsiye edebilirim.
Tekrar tebrik ederim.

son dönemde okuduğum en iyi yazılardan...

yaz deniz ama sadece roman olmaz. türk insanını değiştirebilecek en büyük güç sinema. öyle bir umudum yok tabi ama öyle bir umut varsa, sinema. bundan eminim. yapmak da istedim, beceremedim. tunç başaran yapmıştı uçurtmayı vurmasınlar ile, reha erdem de yapmış olabilir şununla http://www.youtube.com/watch?v=6xcEhSnS9B4

izlemedim, izleyeceğim.

ama çok zor tabi, halanın bile nasıl geberdiler videosu paylaştığı bir ortamda gerçeği bildiğini bilip onu aktarmak çok zor. korumak için de işte senin gibiler var benim için. bradbury'nin fahrenheit'ının sonu gibi her şey yıkılsa da bir gün, biz belleklerimizi aktarmayı başarmanın bir yolunu mutlaka bulacağız. bulamazsak da güzel öleceğiz.

zeplin'e lütfen yerdeki köpeklere basmayalım tabelası mı yapsak hı?

Anonymous said...

Gelmezsem ne olayim, iki cocugu babaya satip gelecegim, de, anadolu yakasinda ol nooooluuuur..

Anonymous said...

o videonun tamamı var hepsini izlemelisin deniz. ben de çeşitli yerlerde videoya yapılan yorumları okumuş ve aslında beklediğim gibi bulmuştum. doğrusu hızlı değişmiyoruz, bize trt, devlet bu olayı nasıl anlattıysa hala orada duruyoruz milyonlarca. gezi vs sayesinde birden bire gerçeğe uyanmış olanlarımız ise korkuyor, onlara iyi bir şey söylerse suçlanmaktan. davalarını anlayabilse bile bunu ortalıklara itiraf etmekten korkuyor. henüz suçlayan kalabalıkları kaldıracak kadar güçlenmedi, savunmak için bir argüman geliştiremedi. ortada onbinlerce ölü var ve kimse onların sorumluluğunu alacak kadar cesur değil. yine de tamamen değişim yok diyemem. şu aşamaya yani bu konuları daha fazla dile getirebilme noktasına kadar geldiğimize göre olumlu yönde bir şeyler oluyor. tıpkı ahmet kaya'yı konuşabildiğimiz gibi. bir gün aile içinde, kayseri'de bir kahvehanede de yüksek sesle konuşup, tartışabileceğimiz günlerin umudunu taşıyorum. ( siminya ben- giriş yapmaya üşendim bacım )

Anonymous said...

Vayy arkadas yorumlara bakiyorum da nerdeyse aslnda pkk bir unixefde siz bilmiyorsuniz demenin alt hazirligi yapiliyor keza yazida boyle sirf turk oldgu icin alnindan kursunlanan elif bebek defalan yalan trt nin uydurmasi size gore sevda ogretmen teroristlerin dalga gecerken videoya aldiklari sonrada gogsune 7 el ates ettikleri 24 yasindaki ogretmen o 30 bin insan pkk nin oldurdugu canli canli iett otobusunde yakilan serapda hep askeri vesayet ne kadar da yirtinsaniz cirpinsaniz da gercegi gizliyemezsiniz kimin ne oldugunu yakinlarin hepsi yurtdisinda yasiyan biri olarakvordaki gurbetcileri kurtlerin nasil hayatdan bezdirdigini suslu laflarla ortemezsiniz ...

Anonymous said...

Bahsettiğin vidyo bu belgeselden alınma, denk gelmişken paylaşmadan geçemedim.

http://www.youtube.com/watch?v=-IzCchbT7X0